2025-04-17 09:47:59

SENE-İ DEVRİYE: YEREL YÖNETİMLERDE BİR YILIN ARDINDAN

İsmail AYDIN

17 Nisan 2025, 09:47

Yerel yönetim seçimlerinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre zarfında seçmen tercihlerinin sebepleri, seçim sonuçlarının yansımaları ve değişen belediye yönetimlerinin performansı tartışılmaya devam ediyor. Son seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) birçok büyükşehirde ve ilçede ipi göğüslemesi, aslında kamuoyunun büyük kesimi için sürpriz olmadı.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), uzun süredir en büyük desteği aldığı emeklilerden ve sabit gelirli kesimden bu kez beklediği desteği alamadı. Yapılan yasal düzenlemeler, bu grubun ekonomik beklentilerini karşılamaya yetmedi ve bu memnuniyetsizlik doğrudan sandığa yansıdı. Seçmenin alternatif partilere yönelmesi, mevcut tabloya karşı gösterdiği demokratik bir tepkidir. Bu da bize şunu gösteriyor: Sandık, sadece tercihi değil, aynı zamanda bir mesajı da içerir.

Ancak bu yazının asıl amacı, seçim sonuçlarını tekrar tartışmak değil. Seçimden sonra geçen bir yıl içinde değişen belediyelerde neler olduğunu konuşmak istiyorum. Çünkü sadece isimler değişmedi; belediye yönetim anlayışları, merkeziyetçi yapının etkisiyle sınırlı kaldı. Özellikle 2014 yılında yürürlüğe giren Büyükşehir Yasası ya da diğer adıyla Bütünşehir Yasası, yerel yönetim anlayışında radikal bir değişiklik yarattı.

Bu yasa ile birlikte ilçe belediyeleri, büyükşehir belediyelerine ciddi biçimde bağımlı hâle geldi. Eskiden daha bağımsız hareket edebilen ilçe belediyeleri, artık birçok konuda büyükşehirin onayını almak zorunda. Bu durum, hizmet üretiminde yavaşlamaya, karar alma süreçlerinde hantallığa ve en önemlisi, halkın yereldeki taleplerinin göz ardı edilmesine yol açtı.

Merkeziyetçilik, her alanda olduğu gibi yerel yönetimlerde de sorun yaratıyor. İlçe belediye başkanlarının yetkilerinin büyük ölçüde kısıtlanması, yerelde halkla doğrudan temas hâlinde olan yöneticilerin inisiyatif alamamasına sebep oluyor. Ne yazık ki, bu sistemde faturayı hep ilçe belediye başkanlarına kesiyoruz. Oysa asıl mesele, onları etkisiz hâle getiren yapısal sorunlarda gizli.

Bu nedenle Büyükşehir Yasası’nın yeniden masaya yatırılması kaçınılmazdır. Eğer gerçekten yerelleşmeden, yani demokratikleşmeden bahsediyorsak, merkeziyetçi yapıdan uzaklaşmamız şart. Yerel yönetimler, halkın nabzını en iyi tutan, sorunlara en hızlı müdahale edebilen kurumlardır. Bu kurumları zincire vurmak, sadece yerel demokrasiyi değil, toplumsal güveni ve kamu hizmetlerini de zayıflatır.

Bir yılı geride bıraktık. Yeni seçilen belediye başkanları, vaatlerini hayata geçirmeye çalışıyor. Ancak elleri kolları bağlıysa, onları sadece performansla değerlendirmek haksızlık olur. Artık yapısal sorunlara odaklanma zamanı geldi.

Yoksa biz her seçimde aynı tartışmaları yapar, aynı hataları tekrar eder, sonra yine aynı hayal kırıklığıyla baş başa kalırız.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.