İki turlu dar bölge sistemi
Yıllardır tartışır dururuz; bu tek adam sultasından ülke nasıl kurtulur diye, oysa hepimiz bunun çözüm yolunun var olduğunu biliriz ama bu yolu sesli düşünmez hep karnımızdan konuşuruz. Nedeni belli biz bunu seslendirdiğimiz zaman zülfü yare dokunuruz ve birilerini incitiriz. İncittikten sonra da zılgıtı yer otururuz. En iyisi susalım, suya sabuna dokunmayalım der kabuğumuza çekiliriz. Sonra da dost sohbetlerinde kendimizi kanıtlamak adına bilgiçlik taslarız. Ne yazık ki demokrasimiz hep kaybediyor ve gecikiyor. Bir türlü tam demokrasi kavramını kullanamıyoruz, dillendirmekten korkar hale geldik, oysa globalleşen bir dünya da var olan bir pastadan alınabilecek payımızı dahi alamadığımızı düşünecek olursak önce bir yerlerden başlamamız gerekiyor. Örneğin,siyasi partiler yasası ve seçim yasalarımızı mutlaka kökünden değiştirmek ile başlamalıyız,en demokratik yöntem olan iki turlu dar bölge seçim sistemini neden konuşmuyoruz ? Siyasi partilerimiz bu konuda neden suskun? Yüreğiniz mi yetmiyor, yoksa demokratikleşmek sizin için bir kayıp mı teşkil ediyor? 2 turlu dar bölge seçim sistemi partilerin isminden çok adayların özellikleri ön plana çıkacağı için demokrasimizin en çok şikayet edilen "Tek adam sultası" na çözüm olacak en güçlü yöntem olduğunu biliyor muydunuz ? Nasıl mı ? Dar bölge seçim sistemi ile meclise girmiş milletvekilleri kendilerini seçilebilecek yerlere yerleştiren parti liderlerine değil, kendisine geri kalan diğer partilerin adaylarından daha çok oy vererek onu doğrudan meclise gönderen seçmenlerine karşı sorumluluk duyacaktır.Örneğin; Manisamız’da 9 milletvekili çıkıyor, Selendi’de ki seçmen merkezdeki adayı nerden tanıyor olabilir ki ? Manisa 9 bölgeye ayrılacak ve her bölgenin her partiden ve bağımsız adayları olacak ; Yunus Emre ilçesini bir bölge olduğunu varsayarsak Yunus Emre seçmeni kendi ilçesinden aday olanlara partilerinden çok onların özelliklerini göz önünde bulunduracaklardır. Dar bölge de her parti sadece 1 aday gösterebileceğinden seçmenler sadece partiye ya da liste içindeki tepeden inme torpilli isme değil kendini temsil edeceğine inandığı adaya daha çok dikkat edecektir. Şuan ki seçim sistemimiz de 550 milletvekili illerin nüfus oranlarına göre paylaşılır. Manisa 9 adayla seçime girecek oy oranları Manisamız’ın tamamındaki oyların toplamı olarak değerlendirilecek, yani kuvvetli bir partinin listesinden seçime son sıralarda girmeyi başarmış bir milletvekili adayı halk tarafından pek tutulmazsa da üstündeki adayların veya partisinin omzuna binerek meclise girmeyi hak kazanacak.Oysa iki turlu dar bölge seçim sisteminde Manisa 9 seçim bölgesine ayrılacak her bölgedeki seçmen sadece 1 milletvekili seçecekti dolayısıyla halkın çoğunluğundan onay almamış birisi listenin kıyısından köşesinden milletvekili seçilemeyecektir. Yaklaşık 40 milyon seçmen olduğunu varsayarsak 550 milletvekili seçmen sayısında böldüğümüzde 80 bin kişilik bir nüfus bir bölge olacak.Her milletvekili kendi seçim bölgesindeki 80 bin seçmen oyunun çoğunluğunu alabilmek için kendi bölgesinin sorunlarına daha yakın durmak zorunda kalacaktır. Parti liderlerinin ve parti büyüklerinin bu sistem de "İtaatkarlar Meclisi" oluşturması esas alınması nasıl bir demokrasi anlayışıdır. Sen aday olabilirsin ama bana itaat etmek zorundasın; etmezsen sen vekil olamazsın. Bunu dillendirmekten de çekinmezler. Tabi ki konu ile ilgili yazılacak çok şey var ama biz bu köşe de bize ayrılan yeri çok da fazla oymayalım, dilerseniz gelecek yazımızda devam edelim.