24 Haziran seçimi, Türkiye'nin en az iki asırlık geleceğini belirleyecek bir seçimdir.
Türkiye ya “Cumhur İttifakı”ile geleceğe yürümeye devam edecek, ya da eski Türkiye’ye geri dönecek… Hiç kimse geri dönüp günahıyla muhatap olmak ister mi?
Onun için bu seçim, partilerin rekabetinin ötesinde hepimizin geleceği için son derece önemlidir…
Saadet Partisi'nin girdiği ittifaka olumsuz ifadeler kullanan yaşlı amcayı basından izlemişsiniz. Bakın ne diyor o nur yüzlü amcamız: "Oy namustur, vatandır, imandır, dindir Allah'tan korkun İslam düşmanlarıyla, vatan hainleriyle nasıl iş birliği yaparsınız?" sözleri ile yaptığı o feryat…
Karanlık şeflik dönemine isyandı o feryat…
27 Mayıs, 12 Eylül darbecilerine isyanın sesidir o ses…
28 Şubat'ta baskılardan ötürü hayatı karartılanların sesi…
28 Şubat’ta bize seyirci kalanlarla aynı kulvarda ilerleyenlere isyandır…
O ses mazlumun - mağdurun sesidir…
28 Şubat’ta da Merhum Necmettin Erbakan'ın çektiği acıların tercümesidir bu feryat…
O ses Anadolu’nun haksızlığa feryadıdır…
Necmettin Erbakan’ın mirasını yiyip, ona “ihanet” etmenin feryadıdır…
Efendi…; ihanet ancak şeytanın alkışlayacağı bir şeydir. İhanet toprağa girmeden bile azap tattıran çok ama çok dehşet verici işkencedir... Evet, ihanetle hiç kimse şeref sahibi olmamıştır…
İnsanlığa ihanet namusa, vatana ihaneti doğurur… İnsanın yaşadığı eve, bağlı olduğu aileye ihanet etmesi nasıl çirkin bir şey ise millete, vatana ihanet katlanan büyük bir ahlaksızlıktır…
Vatana, millete… Devlete millete ihanet edenler, altın tabutlara bile konsa, elinde değerli bir hazine olarak kalmayacak! Bu dünyadan alın akı ve insanlık ile gitmiş olunması, “Şerefli bir insandı” demiş olması, ne büyük bir kazanç değil mi?
İnsanoğlu var olduğundan bu tarafa torunlar dedelerinin, çocuklar babalarının, yeğenler amca – dayılarının… ihanetinden gurur duymuş mudur?..
SP’li, CHP’li, HDP’li, İYİ partili…: Gel arkadaş, daha vakit geç değil… Bu vatan üzerinde oynanan oyunlarda üç beş milletvekili, üç beş bilmem ne… vaatleri için rezil – rüsvay, figüran olma!..
Beş vakit Ezanların ve al bayrağın altında, başka diyarların, küffarın adamı olma! Nasıl dedelerin küffar karşısında canını hiçe saydı ise, sende alnı ak şerefli bir fert olarak çocuklarına ve torunlarına onurunu, haysiyetini, vatan sevgini… miras bırak!
Ha, yine de Şer İttifakına ortak olacaksan ne diyelim? Zorla vatan, bayrak ve ruhumuz olan ezan sevdirilemez ki!..
Şer odaklarına mensup olan kardeşim şunu unutma: Senin “Şer İttifakı”ndan yana olman, her yönden gelişen, kartopu gibi büyüyen güzel ülkeme zarar vermez. Sadece senin adına üzülürüz; güzelliğe - hayra ortak olmadığın için…
Dikkat et; dışarının alçakları, canhıraş şekilde Tayyip düşmanlığı için çalışıyorlar... “Cumhur ittifakı” ile olmak yanlış olsa idi, küffar hiç Tayyip düşmanlığı yapar mıydı?
Evet, dünyanın neresinde olursa olsun, düşmanla ittifak içinde olmaktan, vatana ihanetten hiç kimse şeref sahibi olmamıştır! Kimse onun arkasından iftihar etmemiştir…
Allah bu güzel vatanı korusun!..
Bir olmamız diri olmamız ve hep birlikte Türkiye olmamız sadece bizin için değil, İslam coğrafyası – ümmet-i Muhammet’in hayrınadır da ondan…
Düşman o kadar çok ve öyle sinsi ki, düşmana fırsat vermemenin tek yolu; birbirimize kenetlenmektir.
Mesele ne siyaset ne de seçim…
İleriki zamanlarda siyaset yapın – ne yaparsanız yapın ama 24 Haziran’da hepimiz vatanı savunan birer asker olmak zorundayız. Çünkü, oyun büyük ve bu oyunu bozmak bizin elimizde…
Son “İki” gün…
Sandığa gidelim…
Tedbir kuldan takdir Allah’tan…
Selam ve dua ile…