Bayramlar; zamanı bir başka zaman yapan, fakir fukara garip guraba ve mahzun gönüllere sevinç ve müjde salan, mutluluk ve muhabbet rüzgârlarının kucak, kucak yayıldığı zaman dilimleridir.
Bayram sabahı, bayram namazı ile birlikte camiler tekbirlerle gürler… Gönüllerden gönüllere, evlerden evlere, sokaklara, meydanlara taşar; Müslümanların çehresinde ve sesinde hayat bulan “tekbirler”.
Bayramlar, gelip geçen sıradan bir tatil günleri değildir…
İnsani ve İslami güzelliklerin beraber yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi, saygının ve kaynaşmanın en güzel örnekleriyle sergilendiği, toplumun birbiriyle kaynaştığı paylaşma, dayanışma ve sevginin zirve yaptığı günlerdir.
Fakat üzülerek görüyoruz ki, bugün birçok İslam ülkesinde bayramı hak ettiği halde, savaş, şiddet ve terör gölgesinde bayramını bayram gibi yaşayamayan nice kardeşlerimiz var…
Bu mübarek ayda bile, insanlıktan nasibini alamamış zalimlerce katledilip, daha bayramlığını bile giyemeden beyaz kefene sarılan küçücük “o” masum yavrular…
Yüreği atılan bombalarla parça parça edilmiş o anneler…
Çaresizlik içinde inleyen ya o babalar…
Çok şükür, bayrama huzur ve güven içinde ulaşan bizler, hiç olmazsa bayramlarda bizden bayram neşesi bekleyenlere beklediklerini ikram edelim…
Bayramın neşesini dua, tekbir ve selamlarla önce kendi içimizde yaşayalım…
Bayrama acıyla, gözyaşıyla girmiş kardeşlerimize bayram sevincini en samimi ve kalbi duygularımızla gösterelim…
Bayramda evden eve taşıdığımız hediyeleri gönülden, gönüle taşıyalım…
Hayatın o ağır yükünü birlikte omuzladığımız eşlerimizi sevindirelim…
Hele de varlık sebebimiz olan anne ve babalarımızı unutmayalım, onların hayır dualarını alalım… Merhumu - merhumeyi yâd edelim…
Evlerimizin canlı bayramları olan, göz aydınlığı çocuklarımıza da, bayramların sevgi ve coşkusunu yaşatalım…
Bize ihtiyacı olan mahzun - kırık kalpleri onaralım…
… Ayşe halayı, Fatma teyzeyi, neşesi taptaze 85’lik Şaban Hocayı, 90’lık sözünün eri Hacı Alibey’i, acaba birileri mi geldi diye kulağı hep kapıda olan yatağa bağımlı Hemdiye halayı ve pamuk kalpli o çınarlarımızı unutmayalım…
Bekleyeni bekletmeyelim…
Gönlümüzün kapılarını ülkemize sığınan Allah'ın biçare misafirleri; mültecileri, yetimleri, yaşlıları ve engellilerin gönüllerini imar edelim…
Huzurevlerinde kalan, gözleri yollarda o gözü yaşlıları ihmal etmeyelim…
Kırgın, küskün, yaralı gönülleri, yara almış kardeşliklerimizi tamir edelim…
Yüreklerin en ağır yükü olan küskünlüklere bu bayram ne olur son verelim…
Bayram yapamayanlara bayram yaptıralım…
“Bayramı kendi adımıza değil insanlık adına yaşayalım…”
“Bayramımız yeni bayramlar doğursun...”
Huzurumuz nice huzursuzlukların çaresi; mutluluğumuz insanlığın acılarına teselliler sunsun…
Ramazan Bayramınız mübarek olsun!