Son günlerde yine gündeme gelen siyasi partiler kanunu öncelikle 12 Eylül kokuşmuş anayasasının boyunduruğundan kendini soyutlamalıdır. Tam demokrasiye geçiş için önemli bir ön adım olduğunu ve bunun çok iyi değerlendirilmesi gerçeği ve bilinci ve inancında olmamız gerekiyor. Buna göre de çağdaş, demokrat bir siyasi partiler yasası, tüm toplum katmanlarının görüşü alınarak hazırlanmalıdır. NASIL OLMALI? Öncelikle üyelik yapılanmasından başlanmalı , Üyeler İlçe başkanlıkları aracalığı ile değil, bizzat İlçe seçim kurullarına başvurarak orada hazır bulunan siyasi partiler üyelik formunu doldurup üyesi olmak istediği partinin tüzüğünü ve programını okuduğunu beyan ederek gireceği partiyi belirlemeli. Bu formlar 15 günde bir ilgili siyasi partilere gönderilip güvenlik soruşturması da yapılan üyelerin artık o siyasi partinin üyeleri sayılarak o partinin üye defterine kaydedilmeli aynı kayıtlar da İlçe seçim kurullarında olacağından tam bir otokontrol de sağlanacağından İlçe başkanları kafalarından bir işlem yapmamaları sağlanmış olacak. Böylece naylon üyelikler ve ahbapçavuş ilişkilerinden siyasi partiler soyutlanmış olacak. İlçe seçim kurulundan gelen üyeler tüm birimlerin oluşmasında söz sahibi olacaklarından en az bir yıl hem parti içi eğitime tabi tutulmalı hem partinin verdiği görevleri fevkinde yerine getirmeli. Parti içi eğitim üyelerin pariti programını ve tüzüğünü öğrenmeleri onların ortak bir ses kullanmalarına neden olması açısından çok önemlidir. Bir yıl da parti suçu işlemeyen eğitim almış üyelerin seçme ve seçilme haklarını elde etmiş olacaklarından partinin tüm birimlerine hem aday olup seçilme hem birimleri belirlemek için seçme hakkını elde etmiş olacak. Kongreler tüm üyelerin katılımıyla hakim huzurunda yapılacak seçimlerle oluşmalı ve seçilenler parti suçu işlemedikleri sürece görevden alınamamalıdırlar. Delege sistemi derhal kaldırılmalıdır. İl kongreleri de tüm ilçelere seçim sandikları konularak tüm üyelerin katılımıyla gerçekleşmelidir. Her üyenin seçme ve seçilme hakkı olduğundan isteyen üyeler aday olma hakkına sahip olmalıdır. Milletvekili adayadayları yine tüm seçimlerde olduğu gibi tüm üyelerin katılımıyla seçilmelidir. Burada Genelmerkeze en çok yüzde 10 kondenjan tanınmalı ve bu kontejan kesinlikle birinci sıralar olmamalıdır. Partinin en üst yönetimi olan MKYK da Genelbaşkan ile beraber tüm Türkiye genelinde tıpkı bir mini genel seçim gibi tüm üyelerin katılımıyla yapılmalıdır. Parti Genel başkanları Cumhurbaşkanı adayı olacaklarsa derhal genelbaşkan’lık görevinden İstifa etmelidir. Hem parti başkanı hem ülkenin başkanı olmak kuvvetler ayrılığı ilkesinin hayata geçemeyeceği ilkesine aykırı bir durum oluşturduğundan. Başkanlık sistemine de aykırıdır. Seçimlere katılacak partilerin il ve ilçelerde makul sayıda örgütlenmeleri şartı öngörülmeli. Seçime girebilmeleri için grup kurmaları için diğer partilerden Milletvekili verilmesi engellenmelidir bu durum diğer seçime giremeyen partilere karşı yapılabilecek en büyük haksızlık olduğu ve fırsat eşitliğini antidemokratik bir konuma sokacağı kesindir. Siyasi Partilere maddi destek kaldırılmalı yada seçime katılacak tüm siyasi partilere fırsat eşitliği ilkesine uygun olarak dağıtılmalıdır. Tabiki siyasi partiler yasası ile birlikte seçim yasaları da değişmelidir.