2020-04-28 16:42:58

EKOSİSTEM VE DÜNYAMIZ

İsmail AYDIN

28 Nisan 2020, 16:42


Doğal hayatımız elimizden kayıp gidiyor.
Doğayı tüm canlılarla ortak kullanmak zorunda olduğumuzun neyazık’ki henüz bilincine varabilmiş değiliz. Yaşayan tüm canlılar bu dünyanın ortaklarıdır. O halde bu dünyayı birlikte kullanacağız...
Doğayı ortak kullanıyorsak o zaman tüm canlıların yaşam hakları olduklarını ve buna saygılı olmamız gerektiği bilincini yakalamalıyız. aslında bizden farklı canlıların da tıpkı 10 Aralık, 1948 de yayınlanan İnsan hakları evrensel beyannamesi gibi yeni bir evrensel beyanname hazırlanıp hayata geçirilebilir.diye düşünüyorum.
Aslında doğayı korumanın en önemli olgusu eğitimdir.
Kendikendimize şu soruları sormalıyız.
- Bugüne kadar doğayı korumak adına neler yaptık.
-Okullarımızda o kadar fuzili şeyler öğretmemiz yanında çocuklarımıza bilinçli bir çevre ve bilinçli bir tüketici olması adına ne öğretebildik.
- Çöp diye sokağa attığımız atıklarımızın doğa ile buluşma halinde bize zehir olarak döneceğini öğrettik mi?
- Örneğin çocuklarımıza çöp diye sokağa atılan 1 ton kağıt’ın geri dönüşümü halinde 17 çam ağacının doğada kalmasını sağlayacağını öğrettik mi?
- Evimizdeki çöpleri ayrı ayrı torbalarda ki buna yerinde ayrıştırma denir ayrışımın önemini anlatabildik mi?
- Çiğnediğimiz sakız ve benzeri şeyleri doğaya atmamamız gerektiğini öğretebildik mi?
- İçtiğimiz sıgara izmaritlerini rastgele atmamamız ve orman yangınlarına neden olmamızı öğretebildik mi?
- Petrol artığı maddelerden yapılan plastik ambalajların zararlarını çocuklarımıza anlatabildik mi?
- Boş arazilere ağaçlar dikmeyi ve yeni yeşil alanların oluşması konusunda çocuklarımıza bir şeyler öğretebildik mi?
- Genç ağaçları kesmenin zararlarının ne olduğunu anlatabildik mi? bu sorular çoğaltılabilir. Günümüze gelirsek biz bu dünyadan ne bekleyebiliriz’e bakacak olursak ne verdiysek onu alabileceğimizi söylemekte yarar var. Bakalım neler verdiğimize Okyanuslarda yüzen milyonlarca ton atık plastik. Irmaklarımızda nehirlerimizde denizlerimizde yüzen çöpler ormanlarımızdan yaktığımız ve imara açtığımız parseller. Genç ağaçlara yaptığımız kıyım. Araçlarımızdan utanmadan içip attığımız bira ve kola teneke ve su şişeleri ki bu şişelerin doğada yok olması bin yıl sürüyor. Yetmedi aracımızla seyir halindeyken utanmadan içtiğimiz sigarayı söndürmeden fırlatıp atarak orman yangınlarına neden olmamız. Vallaha daha uzatmadan hala doğada herkesin içinde yere tüküren bir toplum olmaktan bile kurtulamazken çok şeylerin yazılmasına da pek gerek yok diye düşünüyorum.

GERİ DÖNÜŞÜMÜN ÖNEMİ
Ülkemizde geri dönüşüm 1960 lı yıllarda başlamış özel sektör bu konuda çok önemli adımlar atmıştır. Devletin hiç bir desteği olmadan hatta devlet bu tür kuruluşları çevreyi kirleten kuruluşlar olarak gördü ve her türlü destek yerine büyük köstekleme politikaları güttü. Oysa Geri dönşüm hem ekonomiye hem çevreye sağladığı katkı ancak ve ancak 1991 yılında kurulan SHP DYP koalisyon hükümeti zamanında az da olsa anlaşılmış ve Çevre Bakanlığı kuruldu ve de bu bakanlığa Rıza Akçalı (Manisa Milletvekili) getirildi o gün bugün geri dönüşüm adına çok önemli gelişmeler oldu ancak yeterli diyemi sorarsak, cevabı kocaman bir hayır diyebiliriz. Ülkemizde Geri dönüşüm yapacak olan müteşebbislerin önünü açmak yerine onları çalıştırmamak adına her türlü engellemeleri önlerine koyuyoruz örneğin geri dönüşümünü yapacağınız her madde için ayrı ayrı lisans almanız gerekiyor. İyi güzel de lisans başına milyonlarca lisans bedeli yatırmanız gerekiyor. Çevre bakanlığı hesaplarında lisans bedeli yatmadan o lisansı almanız mümkün değil. Geri dönüşümün prosetürleri mutlaka yerine getirilmeli bunları da bakanlık yetkilileri kontrol etmelidir ancak harçları Türkiye’de ki firmaların ödeyebileceğine çok iyi bakmamız gerekmektedir. Hala vahşi depolama çöp alanları olan ülkelerden biriyiz. Çöp patlaması sonucu İnsanların öldüğü bir ülke olduğumuzu da unutmamak gerekir. Şimdi dünya da ve ülkemizde koronavirüs ile boğuşuyoruz. Eko sistem çökmüş dünyamız elimizden kayıp gitmesine az kaldı. Bir kızılderili atasözü “ doğa atalarımızın bize bir emaneti değil, doğacak çocuklarımızın emanetidir.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.