Bursa Ticaret Ve Sanayi Odası verilerine göre; %14.06 ile ve BTSO'ya kayıtlı 7 bin 391 üye ile Bursa'da tekstil sektörü ikinci sırada yer almaktadır.
Aşağıda ki tablo da Bursa sanayisinin net bir fotoğrafı mevcut. Görüldüğü gibi Bursa'da yoğunluk tekstil sektöründe.
Hizmet sektöründen sonra ikinci sırada yer alan tekstil sektöründe markalaşma ve kurumsallaşma oranına dikkat çekmek istiyoruz.
Sektörler
Üye Sayısı
% Dağılım
Hizmetler
7663
14,58%
Tekstil
7391
14,06%
İnşaat
7377
14,04%
Gıda, Tarım, Hayvancılık
5074
9,65%
Savunma Sanayi, Otomotiv ve Diğer Ulaşım Araçları
2858
5,44%
Bilişim, Elektrik, Elektronik
2656
5,05%
Makina
2406
4,58%
Ulaştırma
2084
3,96%
Metal
1981
3,77%
Kimya
1906
3,63%
Sağlık
1699
3,23%
Finans ve Sigortacılık
1401
2,67%
Mobilya, Ağaç Ürünleri
1380
2,63%
Turizm
904
1,72%
Enerji
839
1,60%
Eğitim
836
1,59%
Dış Ticaret
725
1,38%
İklimlendirme
570
1,08%
Diğer Çeşitli İmalat ve Ticaret
455
0,87%
E-Ticaret
428
0,81%
Çevre
421
0,80%
Kağıt, Kırtasiye, Oyun ve Oyuncak
416
0,79%
Madencilik
344
0,65%
Kültür, Sanat, Spor
317
0,60%
Kuyumculuk
230
0,44%
Cam, Seramik Vb. Ürünler
199
0,38%
TOPLAM
52560
100,00%
Bir soru soralım; 7 bin 391 üyenin kaç tanesi kendi markası ile üretim yapıyor?
Yani,
Fasoncu, tedarikçi, taşeroncu olmayan kaç işletme var?
Bir başka ifadeyle,
Yabancı markalara çalışmayan kaç kuruluş var?
İşte bizim ülkemizdeki en temel sıkıntıların başında bu "Markalaşmamak" gelmektedir.
Yüzdelik kar payını yeterli gören bizim sanayicimiz; kendi çarkını döndürdüğünü zannederken, çarkın devamlı zayıfladığını, almış olduğu kar payının kar olmadığını anladığı, yükselen sigorta, enerji vb. maliyetleri hesaba kattığı zaman, gerçek fotoğrafı görmüş olacak, o zaman iflasın eşiğine geldiğini anlayacak!
Bu durum sadece tekstil sektörüne ait bir durum değildir.
Otomotiv yan sanayide aynı durumdadır, ancak burada bir umudumuz vardır ve umudumuz olan yerli ve milli otomotiv üretime geçtiğinde, bu sektörde ki endişelerimizin bir kısmı ortadan kalkacak diye düşünüyoruz.
Buradan devlerimize yüksek perdeden bir çağrı yapıyor ve şöyle sesleniyoruz;
Özellikle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işi gücü bırakmalı, tüm sanayi kuruluşlarının, özellikle de yoğunluk olan alanlarda, "Şirket evliliklerini" teşvik ederek, markalaşma yönünde projeler oluşturmalıdır.
Markalaşmaya dönük teşvikler vermeli, kendi markası ile üretim yapanlara vergi ve sigorta indirimleri uygulanmalıdır.
İhracat yapan markaları "Devlet Markası" ilkesiyle korumaya almalı, bu markalara "Ay Yıldız Ayrıcalığı" sağlanmalıdır.
"Şirket Evlilikleri" "Devlet Markası" ve "Ay Yıldız Ayrıcalığı" başlı başına ülke sanayisinde devrim oluşturacak bir projedir.
Bu projeleri "Milli Ses Ver Projesi" ile yıllardır anlatmamıza rağmen, kimsenin umurunda olmaması, bu alanlara kimsenin yönelmemesi, günü kurtarma hamasetinde olunması, her konunun ve projenin siyasi malzeme yapılması, en büyük üzüntümüzdür.
***
Şimdi, başa dönelim...
Bursa'da, 7 bin 391 fasoncu, tedarikçi, taşeroncu tekstilci yerine;
70 tane kendi markası ile üretim ve ihracat yapan sanayi kuruluşlarımız olsaydı;
İhracat parametresi ne olurdu?
Çalışanlar asgari ücretle mi çalışırdı?
Devletin vergi gelirleri ne olurdu?
Birileri itiraz edecek, "İstihdam ne olacak?" diyecek.
İnanır mısınız, daha fazla istihdam olacak ve çalışanlar daha yüksek ücret aldıkları için refah seviyesi artacaktır.
***
Markalaşma ve kurumsallaşma konusu sürekli gündemde tutulmalıdır.
Milli Ses Ver Projesi, devlet politikası haline getirilmelidir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, önümüzdeki 5 yılı "Milli Ses Verme Yılı" ilan etmeli, kurumsallaşmayı ve markalaşmayı ana tema olarak kullanmalıdır.
Şirket evliliklerini teşvik etmelidir.
Devlet Markası statüsünü oluşturmalıdır.
Markalara, Ay Yıldız Ayrıcalığı tanınmalı ve bunun alt yapısını oluşturacak yasal düzenlemeler yapmalıdır.
Mustafa Karaman
Kalite Birliği Yönetim Kurulu Başkanı