Sevgili okuyucularım;

       

   2023 Yılının yaşanan en büyük felaketi, son doksan yılın 10 büyük depreminde 6’cı sırayı alan Deprem, Ülkemizde 10 İli kapsayan, Tektonik, sismik, topografik ve iklimsel yapının en şiddetli ve geniş kapsamlısı doğal afet olarak, arka arkaya, 7,7 ve 7,6 şiddeti ile yaşamış oldu.  

       Başta, Kahramanmaraş Gaziantep,Malatya,Diyarbakır,Kilis,Şanlıurfa,Adıyaman,Hatay,Osmaniye ve Adana Doğu Anadolu Fay Hattı çok uzun yıllardan sonra, suskunluğunu bozmuş oldu.1513 Yılından günümüze kadar bu bölgede,  şiddetli bir depremin olmadığı biliniyor. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinin güneyinde “Narlı, Yesemek” faylarının olduğu her yaşanan deprem sarsıntı sonrası burada gaz birikimlerinin yoğunlaştığını, bu durumun, araştırmalar, TV ve Basında yazılı ve görsel sunumlarla anlatıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla büyük bir deprem beklentisinin olacağının haberciliği bu sunumlar sayılmaktaydı, beklenmedik değil, beklenen zamanda, Hollandalı Bilim adamı,  sismolog bilim insanı ve tanınmış deprem uzmanı Frank Hugerbits, 3 Şubat'ta Türkiye'de 2 gün içerisinde deprem olma olasılığını belirtmişti. “Frank Hugerbits”i.3 Şubatta bölgesel depremin yaşanacağını sosyal medya hesabından duyurmuştu.“ bu duyuru beklenen zamanda oldu. “olabilecek deprem binlerce insanın trajedisine neden olacak bir felakettir.” Demişti. Türkiye’deki hiçbir bilim adamı bu söylemi dikkate almadığı görülmektedir. Frank Hoogerbeets 7 Şubatta sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yaşanan depremin "kritik gezegen geometrilerinin" ardından geldiğinin altını çizdi. Hoogerbeets sözlerine; "Daha önce de belirttiğim gibi, 115 ve 526 yıllarında olduğu gibi, bu bölgede er ya da geç bu tür depremler yaşanacaktır. Bu depremler önce her zaman 4-5 Şubat'ta olduğu gibi kritik gezegen geometrilerine endeksli gelir." diye yazdı. Bu alanda bu günkü deprem gerçekleşmiş oldu.. Şu an büyük deprem beklentimizin olduğu yerler var: İstanbul, Bingöl Yedisu, Pazarcık ve Hatay.” Diyor. Yine umursamayan bir bilim topluluğumuz ve ön tedbir almayı her zaman ihmal eden bir yöneticilerimiz var. Yerel yöneticiler bölgesel tedbirlerini alarak AFAD sonrası yaşanacakların tedarik ve ikmallerini hazır bulundurmakla yükümlüdürler. Özellikle Kent planlaması, İmar yapılanma ve ruhsatları yapılan binaların statik TUS sorumluluklarından sorumlulardır. Eğer bir kentte başta “Toplanma alanları” yok sa, kargaşa ve hezimete kapı açılmış sayılır.

    AFED hallerinde yiyecek, giyecek ve su tedariklerinden önce kurtarmada kullanılan araç, alet, malzemeleri öncelik taşımaktadır. İnsanlar elleriyle tırnaklarıyla kazılara müdahale etme yerine araç ve gereçleri kullanmalıdır. Örneğin bu gün Deprem bölgesinde en çok sıkıntısı yaşanan olay “Balyoz ve Çekiç” olayıdır.”Hu diyorum, bu gün yaşanan bölgelerin seslerine kulak asmayan yerel yöneticilerin yarına sunacakları mazeretleri olamaz”

 Dünyanın gözü kulağı üç günden beri deprem bölgesinden gelecek haberlerde. Türkiye’de yaşanan deprem, çift deprem ile sarsılması, Bölgede meydana gelen sarsıntıların son dönemlerin en büyük depremlerinden olduğunun altını çiziyorlar.

    Türkiye ve Suriye'de meydana gelen AFED son yüzyılın en güçlü ve ölümcül afetlerinden biri olduğu bilinmektedir. Türkiye ve Suriye’de iki ülke olarak can kaybının12 bine yaklaştığı açıklamalara dayanarak bilinmektedir. Türkiye’de 10 ilin ölüm bilançosu 8 Şubat saat; 17.oo itibariyle 9057 rakamını gösterirken Suriye rakamı kayıt altına alınamadığı gibi 2800 ölüm, aralıların sayısının 6000 olduğu bildiriliyor.  ABD’nin “Arap Baharı” bölgeyi başsız, Devletsiz, yönetimsiz ve halkını sefalet içinde vatansız bıraktığı  gözler önüne sermektedir.

     En çok konuşulan konu, “ Japonya’daki depremlerde bu kadar insan neden ölmüyor” diyorlar. Bilgi aktarımındaki yorum doğru olabilir, oysa kıyaslama parametreleri yanlış. Japonya da yaşanan Depremler, Merkez üssü’nün okyanusun tabanı olduğundan, Okyanus içerisinde basınçlı su dağılımı ve sıvılaşma durumuna bakılıyor. Japonya’da insanların yaşayacakları her binanın projelendirmesini “Kençikuşi” adı verilen mimarlar yapabiliyor. Bir bina yapılmadan önce zemindeki sıvılaşma durumuna bakılıyor. Sıvılaşma beklenen yerde güçlendirme çalışması yapıyorlar”.  Önlem alınmış derin depremler ile bizim yaşadığımız Karasal iki sığ deprem arasında “Narlı, Yesemek” denilen faylarının olduğu”  oldukça 600 yıla yakın gaz birikim sıkışıklığı nedeni ile farklı bir deprem olduğu bilinmektedir. Ülkemizde ayrıca bina yapı malzemelerin de yaşanan farklılıklar bulunmaktadır.  Japonya benzeri Proje ve TUS sorumluluklarının olmayışı, aradaki anlayış farklılıkları, bina yapımlarında hatırsal, çıkara dayalı vurdumduymazlık ve olabileceklerden sorumlu tutulmama sebepleri halk arasında konuşulan başlıca kaynak konu olarak gösterilmektedir. 'Son 120 yılda dünyanın bu bölgesinde hiç bu kadar büyük bir deprem görmemişti

   Yaşanan Deprem 10 ili kapsaması güç dağılım dengesinin bölünmesine ve aynı anda yetişme, arama  ve kurtarma çalışmalarında olağan bir sorun yaratmış oldu. Yinede Devletimiz Halkımızla bütünleşerek olabilecekten fazlası ile çaba sarf ettikleri gözlenmektedir. Türkiye tek vucut olurken, Dünyanın her tafından yardım sesleri gelmeye başladı.

    İnsanlığı bir ağlama sesinin acısı sardı, Soma’da yıllar önce yaşanan maden faciasında öz verili davranışla, Spor dünyasını harekete geçirip madencilerin ailelerine fiilen maddi olarak büyük desteklerde bulunan Volkan Demirel ve eşi  Zeynep Demirel bu kez de deprem felaketinde gönüllere bir kez daha taht kurdu. Demirel ailesi ağlayarak yardım çağrısında bulundular.

      Ağlayarak yardım  çağrılarının yapılması, aynı zamanda,  Azerbaycan’da yaşandı,  halkı Kurtuluş savaşında olduğu gibi, Kollarından Bileziklerini Kulaklarından küpelerini bozdurarak nakdi yardım yapmak için Bakü ve Gence de hezimet yaratacak bir sevdayla Türkiye’ye yardım için bağış noktalarında kuyruklar oluşturarak, sokak ve caddelerde araçlarına yas görünümlü, siyah peçe ve Türk bayrakları asarak büyük bir sevdayla, ağlayarak yardım çağrısı ve dualar yaptıkları görülmektedir.

 Deprem bölgesine İlk koşan ve büyük yardımlarda bulunan Kardeş Azerbaycan oldu. İlk mesaj Azerbaycan’dan geldi. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye’de meydana gelen deprem nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak taziyelerini iletti. Depremin ardından dünyadan taziye mesajları, ABD, Rusya, Ukrayna, İsveç ve Finlandiye,  Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, özellikle Pakistan ve Yunanistan’dan gelirken, İlk yardım Azerbaycan'dan geldi.

      Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatı üzerine, Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığı’na bağlı 370 kişilik arama kurtarma ekibi Türkiye’ye ilk gelen ekip oldu. Bununla da kalmayarak,  Azerbaycan  petrol şirketi SOCAR dan Deprem bölgelerinde,  ücretsiz  akaryakıt dağıtımının yanı sıra 20 milyon TL. bağış fonu oluşturduğunu açıklamış oldu.

     Ülkemizde bazı fırsatcı esnaf diyemeyeceğimiz, acı bir gerçekle karşı karşıya kaldı, Battaniye ve ısıtma cihazlarının fiyatlarını yükselterek kendilerine haksız kazanç sağlamaya çalışan bazı esnaflar mevcutken, çoğunlukla da canı gönülden, kan bağışları ve maddi yardımlarıyla yürekleri kabartan esnaflarımız oldu.

     Hatay, adıyaman, gaziantep, kahramanmaraş ve şanlıurfa’daki “HAZAR” akaryakıt istasyonlarından tüm ambulans, itfaiye araçlara, AFAD ve diğer kuruluşların kurtarma araçlarına ücretsiz benzin ve motorin dağıtımı sağlayan,  Azerbaycan devleti, Kurtarma ekipmanları ve çadır göndermeye halen devam etmektedir. Kardeşlik bu olmalı “Bir Millet İki Devlet” bu olmalı.

    Bu arada  AFAD bölgelerini ziyaret eden, Cumhur Başkanı Erdoğan’ın söylemi önem taşımaktadır. “Devlet her türlü yarayı sarmaktadır, bu gün birlik ve beraberlik günüdür.” çağrısı oldu. TBMM’de 6 Parti tarafından karşılık gördüğü bilinmektedir.

    Dileğimiz bu tür AFAD’ler de, insanlığın tek çatı altında toplanmasıdır. Komşumuz İran’ın “HOY” kentinde 5,9 bir deprem Ocak ayı içerisinde meydana geldi, Azerbaycan ve Türkiye’nin yardım talepleri karşılık görmediği söyleniyor. İran’da evleri yıkılanlara Tahran Hapishanesindeki Mahkum’lar kendi aralarında topladıkları yardımla yiyecek, battaniye ve ısınma gereçleri göndermeye çalışmışlar. İran’ın Batı Azerbaycan'ın “Hoy” kentinde depremden etkilenen bölgelere yiyecek dağıttıran, İran’daki, Güneyli siyasi mahkumların bu yardım kampanyaları rejim güçlerinin engeline takılmış. Bu durum yerel toplumun ve Uluslararası STK ve İnsani Yardım Kuruluşlarının eleştirilerine maruz kaldığı görülmektedir.

     AFED nerede olursa olsun, insanlığın, ırk, Renk ve din ayrımı yapmaksızın vicdani sorumluluğunda olmalıdır.  Geçmiş olsun Türkiye’m, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa Adıyaman, Hatay, Osmaniye ve Adana. Tanrım bir daha o acıyı yaşatmasın.

 Sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel