Bu söze öncelikle işini doğru, düzgün, adaletli, yetim hakkı yemeyen, kendi çıkarları için değil, ülke çıkarları için görev yapan belediye başkanlarını tenzih ederek başlamak istiyorum. Bu zor görevi başarı ile yapanları da tebrik ediyorum.

Ülkemizde illegal işler, yolsuzluklar, kayırmalar, ihaleye fesat karıştırmalar, özensiz harcamalar hep belediyeler aracılığı ile oluyor. Düşünün, koskoca bir ilde valinin nokta kadar değeri, yaptırım gücü yok. Kaymakamları saymıyorum bile. Biraz düşünün lütfen. En son bir valiliğe veya kaymakamlığa ne zaman ve ne sebeple gittiniz? İyi biliyorum ki çoğunuz hatırlamadı.

Emlak vergisi toplamazsın, çöp toplamazsın, imar getiremezsin, kaldırım yapamazsın, su veremezsin, kentsel dönüşüme izin veremezsin. Sahi, tüm bunları valilik ve kaymakamlık yapamıyorsa ne iş yapacaklar? Valilikler hükümetlerin bürosu haline geldi. Zaten gelen vali 2 yıl anca duruyor. Hayırlı olsun, hoş geldin seremonisi biter bitmez, vali daha şehri tanımadan bir bakmışız görev yeri değişmiş, yerine yeni valimiz gelmiş bile.

BELEDİYELERİN GÖREVLERİ KISITLANMALI

Özellikle bütçe konusunda belediyeler çok müsrif olabiliyor. Gereksiz ihaleler, gereksiz yatırımlar, şaşalı harcamalar, spor kulüplerine para aktarmalar yapabiliyor. Bunu nereden biliyorsun diyebilirsiniz? Söyleyeyim: Belediye başkanı seçimlerde değiştiği vakit, ilk yaptığı iş eski belediye başkanının borçlarını dev bir pankartla halka duyurması oluyor. Belediye önüne asılan pankartı vatandaşın görmesiyle her şey ortaya çıkıyordu.

Demem o ki, belediyelerin ülkemiz nezdinde görevleri ve yetkileri çok fazla. Oysa birçok işi valilikler, kaymakamlıklar yapabilir. Bakanlıklar yapabilir. En büyük sorun ise belediyelerin iktidar kanadında olmadığı için yeterli desteği alamaması. Bu hiç adil değil. Aynı iktidarın belediyesi para yardımına boğuluyorken, muhalif belediyelerin mevcut kaynakları bile kesiliyor. Yoksa bunlar aynı ülkenin vatandaşı değil mi?

İSTANBUL BELEDİYESİNDE YAŞANANLAR ORTADA

Düşünün, sadece ülkemizin 81 ilinden bir tanesinde ama en büyüğünde belediye başkanısınız. Ama yönettiğiniz bütçe 415 milyar. İstanbul'u yöneten zaten ülkeyi yönetmiş gibi oluyor. Dev bir bütçe, akıl almaz fonlar, dev yatırımlar, metrolar, köprüler, kanallar, turizm, kültürel etkinlikler saymakla bitmez.

Şimdi bu güce sahip bir belediye başkanı, istediği takıma destek olur, istediği vakıfa para yollar, istediği terör örgütüne yardım eder, konserlerle birilerinin cebini doldurur, illegal yollardan şirketlerine para verebilir, kendi yandaşlarına büyük ihaleler verebilir. Yani anlayacağınız her şeyi yapabilir. Şimdi söyler misiniz, böyle art niyetli bir başkanı kim durdurabilir?

BELEDİYELER BABADAN ATADAN KALMA YERLER DEĞİL

Düşünün, art niyetli, vasıfsız, vizyonsuz, içinde Allah korkusu olmayan, kuldan utanmayan, yetim hakkı yemekten çekinmeyen bir belediye başkanı bu şehre neler yapmaz? Bunun örneklerini çok gördük. Sayın Arınç, Melih Gökçek için "Ankara'yı parsel parsel sattınız" demedi mi? Peki, ne oldu Melih Gökçek'e? Hiçbir şey. Hatta güzel işler yapmış gibi oğlunu milletvekili yaparak ödüllendirdiler.

BELEDİYELER ÜLKE GELİRLERİNİN ÇOĞUNU TOPLUYOR

Emlak vergisi, su geliri, ulaşım hizmetleri, cenaze işlemleri, nikâh işlemleri, çöp vergisi, tabela vergisi, işyeri açma ücreti, sosyal tesisler gibi birçok gelirin toplandığı yer belediyeler.

Ülke olarak bizler zor şartlarda geçinen bir milletiz. Sağa sola çarçur edecek bir liramız yok. Partinin gözüne girmek için, vatandaşa şirin gözükmek için yapmadığımız şaklabanlık kalmıyor.

Belediyenin takımına sınırsız para yolluyorsun, şehrin takımı amatör kümelerde sürünüyor, tesislerine çökülüyor, elektrikleri kesiliyor. Hoş, bunları yaparken belediyenin takımının suyunu bile kaçak kullanıyorsun. Nereden mi biliyorum? Mevcut belediye de hepsini açıkladı.

SON SÖZÜM

Bu şehirde, bu ülkede kim ne yapıyor, nasıl yapıyor, illegal mi legal mi yapıyor, iyi niyetli mi kötü mü yapıyor, kim nasıl, hangi yollardan para kazanıyor? En önemlisi: Cep mi, devlet mi, halk mı? Kim bu düşüncede, hepsini biliyoruz. Ama en büyük sorun ne biliyor musunuz değerli vatandaşlar? Söylemekten ve yazmaktan KOR-KU-YO-RUZ!

Aman bana bir zarar gelmesin, görevden atılmayayım, çocuğumu işten çıkarmasınlar, rahatım bozulmasın, ayranım ekşimesin... 

Herkes karınca kararınca sahip çıkacak bu ülkeye. "Karanlığa küfür etmeyi bırak, bir mum yak sen de."

Kur'an-ı Kerim’in ilk ayeti: OKU (Okumuyoruz)
İstiklal Marşı'nın ilk sözü: KORKMA (Korkuyoruz.)

Benden bu kadar. Tüm ülkemin, güzel şehrim Manisa'mın bayramını en kalbi duygularımla kutlarım.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel