Değerli Dostlarım Bugün 17.03.2023 Mübarek CUMA günüdür Toplumda oluşabilecek anlaşmazlıkların, kargaşaların doğru yöntemlerle çözülmesini sağlayan, toplumsal huzuru temin eden duruma SOSYAL BARIŞ denir. 

     Sosyal siyasetin temel hedeflerinden olan sosyal barış, toplumun değişik kesimler arasında doğabilecek anlaşmazlıkların, uyuşmazlıkların ve menfaat çatışmaların sulhçu yöntemlerle çözümlenmesini sağlayan, dolayısıyla her türlü sosyal gerilimleri azaltan ve bunun yerine toplumsal huzuru temin eden ideal bir durumdur. Sosyal barış, beşerî münasebetlerde, değişik sosyal gruplar arasındaki ilişkilerde, çalışma hayatında (işçi-işveren ilişkilerinde),etnik mensubiyetlere bağlı olan kişiler arasında ve(ya) devlet-millet ilişkilerinde hâkim olması halinde o ülkede güven ortamı tesis edilmiş olur, iktisadî ve sosyal kalkınmada da önemli gelişmeler elde edilebilir. Toplumda barış sağlanamadığı sürece anarşizm, terörizm, ahlâksızlık, iktisadi, ekonomik kriz gibi her türlü buhran ve sosyal felaketler meydana gelebilir. Toplumsal düzen ve huzur açısından bu kadar önem taşıyan sosyal barışın temini, bundan dolayı toplumların geleceği açısından hayatî önem taşımaktadır.

      6.şubat Kahramanmaraş depremi  84 milyonu  derinden sarsıp binlerce insanımızın enkaz altında kalarak can vermesine neden olurken yüzbinlerce insanımızın da yaralanmasına sebep olmuştur.Deprem yaralarını sarmaya çalışırken insanlarımız  sel felaketiyle can kaybı ve çok büyük mal kaybına uğramıştır. Ardı ardına felaketler yaşadığımız bugünlerde  millet  olarak Yaraları sarmak için birbirimize her zaman olduğundan daha fazla ihtiyacımız vardır. Hangi siyasi görüşte olursak olalım hep birlikte  sosyal barışla  kutuplaşmaları önleyerek uzlaşma kültürüyle Yaraları sarmalıyız. Sosyal barışın sağlanamadığı toplumlarda fertler ve gruplar, birbirlerine ve toplumun tümüne karşı yabancılaşırlar. Bu durumda, sosyal cinnetler, bozulmalar ve çözülmeler kaçınılmaz olur. Devlet, bu anlamda kamu vicdanında fıtraten var olan bu duyguların ve ihtiyacın korunması ve geliştirilmesine yönelik hem topluma, hem de kamuya (bürokrasiye) düşen görevler açısından etkin sosyal politikalar üretmelidir. Bunun yanında hem sosyal barışı tehdit eden her türlü ırkçı yaklaşımlara,sosyal sorumsuzluğun bir yansıması olan her türlü ahlâkî erozyonun yaygınlaşmasına, hem de sosyal çatışmalara yol açabilecek yanlış anlaşılmalara, uyuşmazlıklara, iletişim bozukluklarına veya aksaklıklarına izin verilmemelidir. Devletimizin yapısında her türlü ideolojiden arındırılmış, demokratik ve insan haklarına saygılı âdil bir yönetim anlayışı hâkim olduğu sürece toplumsal uzlaşma ve hoşgörü de daha kolay tesis edilecek ve sürdürebilir bir sosyal barış iklimi oluşturulabilecektir. Netice itibariyle sosyal barışı sağlamak, devletin olduğu kadar her bir ferdin de görevidir. Fertlerin topluma, toplumun da fertlere yönelik sosyal sorumluluklarını yerine getirmede ihmalci ve sorumsuzca davranmalarını istemiyorsak, sosyal barışa her birimiz katkıda bulunmalıyız.

      Bir millet önce kendi içinde barışı yaşamalı ve daha sonra bu barışı dünyaya yaymalıdır. Millet olarak birlik ve beraberliğimizin  kalıcı olması ve  huzur ve mutluluğun daim olması için içimizdeki insanlık sevgisini çevremize ve dünyamıza yayarak dünyamızı cennet haline getirmeli ve insanca , kardeşçe yaşamasını bilerek dünyada insanlığı yaşatmaya devam etmeliyiz. CUMA mız mübarek olsun. Hayırlı CUMA lar dilerim. Malik BİBER

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel