14 Mayıs seçimleri çok önemli mesajlar verdi. Tabiki bu mesajları iyi algılamak gerekir. Ak Parti Ülke genelinde yüzde 7 bazı illerde yüzde 10 varan bir oy kayıbı olduğunu görüyoruz. Buna karşın sayın Cumhurbaşkanı yerini korumayı ve partisiyle arasında 10 puana yakın bir puan farkının ortaya çıkmasının değerlendirmesi gerekmektedir. Bu tayin edilen Milletvekilleri ve teşkilatların mercek altına alınması gerektirdiğini gösteriyor. Seçilen Milletvekilleri parti çalışanları ve gerçek partilileri yok sayıp tam bir dar grupçu anlayış sergileyerek il ve ilçe yönetimlerini dizayn etmeleri birinci etken olarak görülebilir. Tayin edilen yönetimler partililer tarafından seçilerek gelseler parti içi demokrasi ve parti içi rekabeti beraberinde getireceğinden,
partinin büyük bir dinamizm sergileyeceği gerçeğini görmezden gelmememiz gerekiyor. Seçim dönemlerinde partili olduğu gözlenen ve parti aleyhine çalışarak partilerine değil bireylere dolayısıyla diğer partilere çalışan belli bir grup’un olduğu bilindiği halde o grup’un cezalandırılacağı yerde ödüllendirilmesi parti üyelerinin ve gerçek partililerin kanına dokunduğu ve bu davranışın büyük küskünlüğü’ne neden olduğu gözlenmekte olduğunu belirtmek isterim. Ak parti yönetimi içinde kurumlardan sorumlu kişilerin iyi bir sınavdan geçmediği ve bu yetkililerin kurum amirlerine emirler yağdırıp hakları olmamasına rağmen hakarete varan davranışlarda bulunmaları ve de vatandaştan çok birkaç ahbaplarının tüm işlerinin görülmesini sağlayıp sevmedikleri partililerin işlerini engellemeleri nedenleri gösterilebilir. Bazı kurum amirleri, ki bunlar partililer tarafından tayın edilmesine rağmen parti aleyhine el altından çalışmaları ve bunları yetkililere söylediğiniz zaman hiç bir önlemin alınmaması Ak partinin oy kaybına neden olduğu gözlenmekte olduğunu belirtmek isterim.
CHP ye gelince, geçmiş yıllarda parti içi demokrasiyi en çok uygulayan parti olarak ünlenen bir siyasi parti olduğu gerçeğini kaybetmiş parti alternatif olmamak için elinden gelen her türlü gayreti sarf ederek oyunu arttırmamak konusunda yoğun çaba sarfediyor. Parti içi demokrasi hak getire Manisa’da isimleri dahi bilinmeyen isimleri ilk 3 sıraya koyup ” bir kereden bir şey olmaz diyen eski bir Ak partili yeni Devalı birini 4 sıraya koyup yıllarını partisine veren hatta işlerini bile ihmal ederek birilerinin engeline rağmen İl Başkalığını kazanan tüm partililerle sevilen Semih Balaban gibi bir değeri 5 sıraya koymakla çok büyük bir stratejik hata yapaması. Ayrıca CHP ile özdeşleşen ve Manisada sade CHP liler tarafından değil tüm manisalıların sevdiği eski il başkanı sayın Hasan Cahit Kaplan’ı yok saymak eksi puanların gelmesini sağlamıştır. Genelleme yapacak olursak CHP parti olarak AK Partinin yok saydığı bir yerellere getirmediği ve bu nedenle hiç oyları olmayan iki partiye birleşmeleri halinde grup kurabilecekleri, kurmalarına olanak sağlaması büyük tepkilere neden olduğunu görüyoruz. CHP tek başına girseydi aynı oyu alabileceği gibi, belki de daha fazlasını alabilecekti. Bunun yanında muhalefetin görevi alternatif olmak iken, maalesef tek muhalif oldukları sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmekten başka hiç bir çözüm önerisi sunmaması da oy kaybetmesi yönünde büyük etken olduğu görünüyor. Başkanlık seçimine gelince Sinan Oğan’ın almış olduğu yüzde 5 üzerindeki oyun çok fazla abartılmaması gerektiğini ve bu oyların Ak Parti ve CHP den kaçan oyları aldığı gözlemleniyor. Sinan Oğan şimdi bunu pazarlık haline getirmesi hiç de şık bir hareket olmadığını belirtmek isterim. Sinan Oğan’ı yanına alan kazanır diye bir şey yok iki lider kimseleri yanlarına almadan ikinci tura giderlerse daha isabetli oy alacakları inancını taşıyorum. İkinci turda hak eden kazansın.