Sevgili okurlar,
Bu yıl Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladık Cumhuriyetin
kutlamaları yıllar öncesinde Devlet/İktidar tarafından aylar
öncesinde kutlama programları planlanıyordu. Ancak 100. Yıl
kutlaması bir haftaya sıkıştırılarak sönük bir şekilde kutlama yapıldı.
Hatta TRT çeşitli bahaneler uydurarak kutlama programlarını iptal
etti. Ancak halkımız büyük bir coşkuyla 100. Yılı kutladı.
Türkiye Cumhuriyeti kurucuları yıllarca mücadele ederek
emperyalist ülkelerin işgallerine son vererek Cumhuriyet ilan
edilmiş, Türk Milleti bağımsızlığını kazanarak “Hakimiyet kayıtsız
şartsız Türk Milletinindir” ilkesi esas alınmıştır. Cumhuriyetin
ilanından sora kalkınma hamleleri başlatılmış eğitimde, sanayi
alanında, tekstil alanında, tarım alalarında ve uçak sanayisinde
büyük atılımlar yapılmıştır. Cumhuriyetin 15. Yılında her alanda 49
fabrika kurulmuş Türkiye ekonomide, sanayide ve savunmada
bağımsızlığını kazanarak dışa bağımlılıktan kurtulmuştur.
Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız ve 2. Yüz yılına
girdiğimiz bu günlerde Türkiye’nin durumuna baktığımızda,
ekonomide, sanayide, savunmada ve eğitimde pekte iç açıcı değil bu
duruma nasıl gelindi çürümeler nasıl başladı vatandaşı refah seviye
neden diplere vurdu bunları tahlil etmek gerekir.
Türkiye ikinci dünya savaşından sonra tek partili dönemden çok
partili döneme geçti. Demokrasilerde bunun olması gerekir
1950’lerde yapılan seçimlerde iktidar el değiştirdi. Bu iktidar 1950-
1960 yılları arasında vatandaşın gelir seviyesinin düşmesi, eğitimde
yapılan değişikliler Köy Enstitüleri kapatılarak eğitim kalitesi
düşürüldü. Halkın üzeride baskılar yapılmaya başlandı. Her sokakta
milyoner yaratılarak zengin daha zengin fakir daha da fakirleştirildi.
1960 yılında askeri darbe yapıldı. 1962-1980 yılları arasında
Türkiye’de yeniden kalkınma hamleleri yapıldı. Eğitimde kalite
artırılarak Öğretmen okulları açıldı. İş yerlerinde Grev ve lokavt
hakları getirilerek sendikalaşmaya gidildi. Tarımda, sanayide ve
savunmada yeniden atılımlar yapıldı.
1980’de yine askeri darbe yapıldı. Ülkemizin kalkınmasına
gelişmesine ara verildi. İnsanların yaşam alanlarına müdahale edildi.
Öğrenciler, gazeteciler, öğretim üyeler ve aydınlar hapislere atılarak
yaşamları yok edildi. 1990 yıllarında yine çürümeler başladı.
Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz, benim memurum işini
bilir ben odunu koysam millet vekili seçtiririm denildi.
2000’li yıllarda iktidar değişti. 2007 yıldan günümüze kadar
Anayasa değişiklikleri yapıldı. Kanunlara uyulmadı yeniden
değişiklikler yapıldı yinede yasalara uyulmuyor. Meclis devre dışı
bırakıldı. Tüm kurum ve kuruluşlar KHK ile yönetiliyor. Yolsuzluklar,
kadın cinayetleri, tecavüzler, tacizler gün geçtikçe artmaktadır.
Uyuşturucu çeteleri sokaklarda cirit atıyor fenomenler, güzellik
salonları fonlar vatandaşı sömürmeye devam ediyor.
Cumhuriyetin tüm kazanımları yok edildi. Allahtan Cumhuriyetin
kurucular Türkiye’yi sağlam temeller üzerine kurmuşlar da halen
ayakta durabiliyoruz Türkiye bir an önce fabrika ayarlarına dönmeli
Hoşça kalın sağlıkla kalın.