Eskiden idam cezaları meydanlarda gerçekleştirilirmiş. Halk seyretsin, ibret alsın, suç işlemekten vazgeçsin diye.
Meydanın birinde idam sehpası kuruldu gencin birini asacaklar. Halk toplanmış idamı seyretmeyi bekliyor. Gencin etrafında askerler var. Oradan geçen bir din adamı idama mahkum genci görünce askerlerden izin isteyerek konuşmak istemiş. İzin verilince din adamı gencin kulağına eğilerek usulca bir şeyler söylemiş ve gitmiş. Askerler merak edip din adamının gence ne söylediklerini sormuşlar. Genç “bana dedi ki, eğer biz görevimizi hakkıyla yapmış olsaydık bu gün sen idamlık durumda olmayacaktın. Onun için hakkını helal et” deyip helallik diledi diye cevap vermiş.
Acaba bir suç, bir kusur, bir eksik gördüğümüzde, bunda bizim hissemiz ne kadar diye düşünüyor muyuz? Şiddet uygulanan bir kadın haberini basından seyrettiğimizde, yoksulluktan intihar eden bir insanı duyduğumuzda, hala yemeğimizi iştahla yiyor, ayak ayaküstünde kahvemizi yudumluyor muyuz? İdarecilerimiz yastığa başlarını koyduklarında huzurlu bir vicdanla mı uykuya dalıyorlar?..
İnsan olarak hem bir bireyiz hem de toplumun bir üyesiyiz. Bir yandan birey olarak üzerimize düşenleri yapacağız, bir yandan da toplumdaki rolümüze uygun hareket etmeliyiz. Mutlu ve huzurlu birey, mutlu ve huzurlu toplum ancak bu iki rolümüzün hakkını tam verirsek gerçekleşir…
Bilinmelidir ki, mutluluğumuz çevremizdeki insanlarla bağlantılıdır. İnsanlara, hayvanlara, canlılara, topluma, tarihe, doğaya faydalı oldukça mutluluğu inşa edeceğiz!
Muradiye Camii ve Mimar Sinan
Mimar Sinan'ın Osmanlı İmparatorluğu'nda üç padişah döneminde 50 yıl boyunca hizmet etti ve çok sayıda eser inşa etti. Bu eserlerden biri de “Manisa’daki Muradiye Camii ve Külliyesi”dir.
III. Murat adına inşa edilmiş olan Muradiye Camii, Mimar Sinan'ın 90'lı yaşlarında projesini çizdiği son eserlerindendir.
430 yıldır tüm yorgunluğuna rağmen ayakta durmaya çalışan; bahçesiyle şehrin yaşlılarının bir araya geldiği, namaz vaktini sohbet ederek geçirdiği, yerli ve yabancı turistlere huzur veren bir tarihi ile; Ege Bölgesinde tek olan Mimar Sinan’ın bu muazzam eserine neden hizmet etmeyelim?
Bu sorunun cevap bulması için; “Muradiye Camii ve Mimar Sinan Eserlerini İhya ve Tanıtım Derneği’nin kuruluşunu gerçekleştirdik.
Murat Caddesinden minarelerinin şerife sinden başkaca bir güzelliği görünmeyen Muradiye Camii, halkla bütünleşmeli, toplumun bu eşsiz tarihi eserle kucaklaşması sağlamalıdır.
Manisa’nın tarihi değerlerinin büyük bir bölümünü, en nadide olanlarını maalesef kaybettik. Kalanları korumak, gelecek kuşaklara tanıtmak ve taşımak zorundayız. Bu amaçla dernek olarak, yetkililerin öncülüğünde ve gücümüz el verdiğince sesimizi duyurmaya çalışacağız.
Hizmet, Mü’min’in aynası,
Hizmet, imanın ve güzel Müslümanlığın ölçüsü,
Hizmet, Cenâb-ı Hakk’ın ahlâkının kulda yansımasıdır.
İnsanlığa hizmet et ki Müslümanlığı yücelt!..
Allah hayırlı hizmetler yapmayı nasip etsin.
Selam ve dua ile…