Ülkemizde yıllardır sahnelenen oyunlar bitmek bilmiyor. Tarihimize baktığımızda, toplum içinde suni cephelerin oluşturulduğunu, insanlarımızın sağ-sol çatışmalarıyla birbirine düşman edildiğini, ardından da laiklik tartışmaları üzerinden ayrıştırıldığını görüyoruz. Bir dönem kimse "Ben laikliğe karşıyım" demediği halde, meydanlarda "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganlarıyla kamplaşmalar yaratıldı. Sonrasında Alevi-Sünni ayrımı gündeme taşındı. 1980 sonrası ise bu kez Türk-Kürt ekseninde antidemokratik çatışmalar tetiklenerek ülkemizin gelişmesi engellenmeye çalışıldı. Kendi içimizdeki bu çekişmeler nedeniyle enerjimizi boşa harcadık ve ilerleme yolunda önemli kayıplar verdik.
Şimdi ise yine benzer bir senaryonun sahnelenmeye çalışıldığına dair sinyaller alıyoruz. Örneğin, son günlerde Özgür Özel’in yaptığı Alevi-Sünni ayrımı içeren konuşmalar, ülkemizin geldiği nokta düşünüldüğünde son derece yanlış bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Türkiye, bu konularda önemli mesafeler kat etti. Artık kimse kimsenin etnik kökeniyle veya mezhebiyle ilgilenmiyor. Ancak, bu tür ayrıştırıcı söylemler yeniden gündeme taşınarak toplumsal huzurumuzun bozulmasına zemin hazırlanıyor. Bugün bu sadece bir tartışma gibi görünebilir, ancak gelecekte Allah korusun daha büyük çatışmalara sebebiyet verebilir.
Oysa şu anda hepimizin odaklanması gereken temel konu, terör belasından tamamen kurtulmak ve ülkemizin huzurunu sağlamaktır. Türkiye, her zaman olduğu gibi güçlü bir devlettir ve dış tehditlere karşı birlik içinde olmalıdır. Ancak, küresel güçler bizi dışarıdan yıkamayacaklarını bildikleri için, içimizde fitne tohumları ekerek, bizi birbirimize düşürerek zayıflatmaya çalışıyorlar. Unutmayalım ki asıl tehlike dış güçler değil, onların içerideki işbirlikçileridir. Ne yazık ki, belki de dünyanın en fazla hain barındıran ülkelerinden biri biziz. İşte bu gerçeğin farkına varmalı ve bu bölücü oyunlara karşı aklımızı başımıza toplamalıyız.
Türkiye, iç çatışmaları tamamen sona erdirip dış tehditlere karşı tek vücut olmalıdır. Bizi bölmek, parçalamak isteyenlere karşı en büyük silahımız, kardeşliğimizi ve birliğimizi korumaktır. Çünkü bu vatan, dünyanın en güzel cennet köşelerinden biridir ve bizlere düşen en büyük görev, onun kıymetini bilerek birbirimizi daha çok sevmek ve kenetlenmektir.