Değerli Dostlarım Bugün 15.11.2024 Mübarek CUMA günüdür. İnsanlık olarak  mevkimizi bilmeye, onunla olan münasebetimizi anlamaya ve ona göre hareket etmeye TERBİYE denir.

     İnsan terbiyesini annesinden ve babasından alır. Çünkü ilk terbiyeyi anne baba verir. Terbiye insanın ahlakıdır. İnsan dünya üzerinde var olduğu dönemden itibaren  topluluk halinde yaşamıştır. Terbiye, kibarlık ve nezaket davranışlarla hayata yansır. Görgü ise, toplum içinde belirli durumlarda nasıl davranılması gerektiğini tanımlayan davranış ilkeleridir ve temelinde başka insanları “dikkate almak” vardır. Terbiyeli ve kibar olmakla ilgili ilkeler zaman içinde değişmez, ancak görgü kuralları değişebilir. Terbiye ilkelerine uyan kibar insanların çevreleri tarafından daha olumlu algılandıkları bilinir. Alınan terbiyenin davranışlara yansıması olan kibarlık insanlar üzerinde olumlu bir izlenim oluşturmayı ve onları etkilemeyi kolaylaştırır. İş hayatında görgü kurallarını, dürüstlük ile kibarlıkla birleştirmek kişisel itibarı yükseltir. Bu inceliklere özen göstermek kişiyi iş ortamındaki gereksiz gerginliklerden uzak tutar, sosyal ortamlarda yakın olunmak istenen bir insan yapar. İş ortamları farklı kişilik özelliklerine sahip ve farklı sosyo-kültürel geçmişlerden gelen insanlardan oluşur. Böyle bir ortamda terbiye ilkelerine uygun hareket etmek ve kibarlık, insanlarla iyi ilişkiler içinde olmaya ve kurumsal kaynaklara ulaşmayı kolaylaştırır. Bu da kişinin iş ortamında fark edilmesini ve takdir görmesini sağlar.

     Topluluk içinde yüksek sesle konuşmamak, cep telefonu ile yaptığı konuşmanın çevreyi rahatsız etmemesi, iş yerinde veya insanların toplu olduğu yerlerde kokulu yiyecekler yememek terbiye ile ilgili konulardır.  Günümüzde görgü kurallarının ve çevredeki insanları hesaba katmayan davranışların artması ve giderek daha az önemsenmesi, bu tür davranışların normal olduğu anlamına gelmez. Kibarlık başkalarını rahatsız etmemek değil, başkalarının rahatsızlığından rahatsızlık duymaktır. Mevlana’nın mürşidi olan Şems-i Tebrizi şöyle buyurur: “Akıldan, imanın hakikati nedir?” diye sordum. Akıl kalbimin kulağına dedi ki; “İmanın hakikati edepten ibarettir.” Tebrizi sözüne şöyle devam etti:  “İnsanın tenindeki can ne ise, edep de odur. İnsanların kalbindeki ve gözündeki nurlar edepten ibarettir. Bu kâinatın kubbesindeki nizam ve revnak edeptir. Geceleri parıldayan en nurlu ve en üstün ışık edeptir.”

     Edep ve irfan sahibi olanlar, hayatını nizam ve intizam içinde geçirir ve huzur ile yaşarlar. Her ne kadar terbiyeli olmak, insanlara karşı nazik ve kibar davranmak, görgü kurallarına uygun hareket etmek; yaşamak ve hayatta kalmak için “olmazsa olmaz” düzeyde çok gerekli değilse de; kibarlığın  ve nezaketin bir erdem olduğunu  unutmamak gerekir. CUMA mız mübarek olsun Hayırlı CUMA lar dilerim Malik BİBER

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel