Değerli Dostlarım Bugün 12.08.2022 Mübarek CUMA günüdür. Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı, dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli ve ölçülü olmaya SAYGI denir.
Saygı, sevginin göstergesidir. Sevginin olduğu yerde saygı da vardır. İnsanın hem diğer insanlara hem de doğadaki tüm canlı ve cansız varlıklara karşı yaklaşımında saygı olmalıdır . Her insanın yaşayış tarzı , kültürü , gelenek ve görenekleri , adetleri bir diğerinden farklıdır .Çünkü her insan aynı olamaz . Önemli olan insanların birbirine sevgi ve saygı içinde yaklaşmasını bilmeleridir . Hayatımız boyunca birçok insanla etkileşime gireriz. Doğal olarak etkileşime girdiğimiz ilk insanlar anne ve babalarımızdır. Anne ve babalarımızın bizim üzerimizde çok hakkı ve emeği vardır; dolayısıyla saygıyı en çok hak eden insanlar onlardır. Anne babalarımıza karşı saygıda asla kusur etmemeli, onları üzecek söz ve davranışlardan uzak durmalıyız. Saygı ayrıca tüm büyüklerimize karşı gösterilmesi gereken bir duygudur. Sevmiyorsak bile bizden daha büyük, dünyanın acılarını, kederlerini bizden daha fazla tatmış olan bütün büyüklerimize saygı göstermeliyiz. Bizler onlara saygı duyarsak onlar da bizi sevecektir.Hem toplumsal kurallarımız hem de dinimiz büyüklere saygıyı emreder. Gerek insanların gerekse de Allah'ın sevgisini kazanmak için bizler de büyüklerimize saygı duyalım ve onları üzecek davranışlardan uzak duralım.
Bilinen bir gerçektir ki, bugün yaşlı olan dün genç idi. Yine bugün genç olan da ALLAH ömür verdiği takdirde yarın yaşlanacaktır. Cemiyette saygı geleneğinin nesiller boyu yaşatılması, herkesin bir önceki nesle mensup insanlara, sırf büyük olmaları sebebiyle hürmetkâr olmalarına bağlıdır. Peygamberimiz hadis-i şerifte yaşlı insanlara hürmet edenlere, Hak Teâlâ’nın yaşlılıklarında kendilerine hizmet edecek kimseler lutfetmek sûretiyle ikrâmda bulunacağını bildirmektedir. Büyüklerin karşısında bacak bacak üstüne atıp oturulmayacağı gibi sofrada da yemek yemeğe büyükler başlamadan başlamamalı, Müslümanlar arasında küçüklerin büyüklere hürmetlerini göstermek için ellerini öpüp alınlarına götürmeleri yerleşmiş bir adettir.
Bunun anlamı, yaşlılara saygı gösteren gençlerin bu hareketinin karşılıksız kalmayacağıdır. Zîra saygı beklenmez, kazanılır. Ayrıca hadiste, yaşlı kişilere saygı gösterenlerin uzun ömürlü olacaklarına da bir işâret bulunmaktadır.
Herkes birbirini sevmek zorunda değildir. Çünkü sevmek başka şeydir fakat toplumdaki her birey bu kim olursa olsun biri birine saygı duymak ve saygı göstermek zorundadır . İnsan olmanın gereği de insanca yapılan davranışlardan ve saygılı olmaktan geçer . İnsanların dili , dini, inancı , siyasi görüşü , kişisel düşünceleri , zevkleri , fobileri ne olursa olsun tüm bunlara saygı duymak zorundayız . Saygı duymak için kişilerin empati kurabilme becerisine sahip olması gerekir . Empati becerisinden yoksun kimse sadece kendini düşündüğü için saygı kavramından da yoksundur . Bunun için saygı çok değerli bir kavramdır. Saygının olmadığı yerde çatışma çoğalır . Toplumda huzur ve güven kalmaz . Toplum hoşgörüden yoksun kalır ve insanların birbirine bakışı bile değişir.
Biz Müslümanlar, bütün mukaddes varlıklara son derece saygı ve hürmetle mükellefiz. Mukaddesata saygı ve hürmet etmeyen kimse, ruhu sönmeye başlamış, yüksek duygulardan yoksun kalmış, gaflet içine düşmüş bir insan demektir. İnsanlık değerini kaybetmiş olur.
Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor:
“Bir adam Resûlullah’ın yanına geldi ve «Ey efendimiz, ey efendimizin oğlu, ey en hayırlımız, ey en hayırlımızın oğlu» diye ona övgüde bulundu. Bunun üzerine Resûlullah:
«Ey insanlar, ALLAH ’tan korkunuz! Şeytan sizi aldatmasın. Ben Abdullah oğlu Muhammed’im. ALLAH ’ın kulu ve resûlüyüm. Yemin olsun ki beni ALLAH ’ın bana verdiği makamın üzerine çıkarmanızı da istemiyorum.» buyurdu.
Fahr-i Kâinât Efendimiz’in bu husûstaki bir başka uyarısı ise şöyledir; “Hıristiyanların Meryem oğlu Îsâ’yı aşırı bir şekilde övdükleri gibi siz de beni övmeyin. Ben ancak ALLAH ’ın kuluyum. O hâlde bana ALLAH ’ın kulu ve resûlü deyin.” (Buhârî, Enbiyâ, 48)
Saygımız, bir anlamda bizim kişiliğimizin de göstergesidir. Bir ağaç gibi tek, hür ve bir orman gibi özgürce yaşamak istiyorsak bunun yolu da insanların ,toplumların , milletlerin saygı kavramını içine yerleştirmesi, benimsemesi sayesinde olur. Eğitimin sırrı çocuğa saygı ile başlar ve saygı kayığına binmeden sevgi denizi aşılamaz..CUMA mız mübarek olsun.Hayırlı CUMA lar dilerim. Malik BİBER