Değerli Dostlarım Bugün 06.12.2024 Mübarek CUMA günüdür. Bilgisizce ve bilinçsizce hareket ederek ve yaptığı eylemin veya konuştuğunun doğuracağı sonuçtan kaçarak Her şeyi bildiğini ve bildiği her şeyin doğru olduğunu zannederek sorumsuzca eylemde bulunmaya ve sorumsuzca konuşmaya CEHALET denir. 

   Toplumun ilerlemesi gelişmesi herşeyden önce eğitime bağlıdır. İnsanın karşına çıkan en büyük düşman cehalet anlayışıdır. Atatürkün çizdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için ilk olarak cehaleti üzerimizden atmalıyız. Cehalet kişiyi karanlığa mahkum eden bir engel olarak görülebilir. Çünkü cahil insanlar yeniliklere kapalıdır. Medeniyetin ve teknolojinin yaptığı yeniliklere her zaman açık olmalıyız. Her birey kendi toplumunun eğitim ve kültür seviyesinin yüksek olmasını ister. Eğer toplum görgüsüzlük ediyor eğitim ve kültür anlamında hiçbir gelişme göstermiyorsa bu durum toplumun cehalet içinde olduğunu gösterir. Dolayısıyla toplumun düşmanı olarak en başta cehaleti gösterebiliriz. Cehalet, insanların birbirleriyle anlaşamamasına, şiddete eğilimli, hak yiyen, ahlaksız, vicdansız hatta birbirlerine düşman olmasına neden olabilir. Yanlış anlaşılma ve bilgi eksikliği, toplumlar arasında ayrılıklar ve çatışmalar yaratabilir. Ayrıca, cehalet, kişinin kendisine zarar vermesine neden olabilir. Yanlış bilgiye dayalı kararlar alarak, kötü sonuçlarla karşılaşabiliriz.

    Cehaletle mücadele etmek, bireylerin ve toplumların karşı karşıya olduğu önemli bir görevdir. Eğitim ve ahlak cehaletle mücadelede en etkili araçlardan biridir. Kaliteli ve evrensel bir eğitim sistemi, bireyleri bilgi ve anlayış konusunda güçlendirir ve toplumun genel refahını artırır. Cehalet, insanların karşılıklı anlaşmazlıklarına, kişisel gelişimin engellenmesine ve hatta sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, toplum olarak, öğrenmeye ve gelişmeye açık olmalıyız. Bilgi sahibi olduğumuzda, kendimizi daha iyi ifade edebilir, daha doğru kararlar alabilir ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz. Hoşgörü, saygı, yardımlaşma ve dayanışma bir arada toplayan en güzel öğelerdir.

     Günlerden bir gün, zamanın ünlü bir bilgesi hükümdarın sarayının kapısına geldi. Muhafızların hiçbirisi saygıları nedeniyle onu durdurmaya çalışmadı. Bilge, sonunda hükümdarın tahtında oturduğu odaya girdi. Ziyaretçisini hemen tanıyan kral saygıyla ayağa kalkıp sordu:
“Ne istiyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim?” “Bu handa uyuyacak bir yer istiyorum”      cevabını verdi bilge.  
“Ama burası han değil ki” dedi kral hafif kızgınlıkla, “Benim sarayım.”  
“Sorabilir miyim: Senden önce bu sarayda kim yaşıyordu?”  
“Babam. O öldü ama.”  
“Ondan önce kim yaşıyordu?”
“Büyükbabam. O da öldü.”  
“O zaman burası insanların kısa bir süreliğine gelip kaldığı, sonra da terk edip gittiği bir yer demek ki. Neden ona han demeyeyim?

     Cahile laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.” diyor atasözü. 
Kendimizi geliştirmek ve hayatımızı daha iyi hale getirmek için öğrenmeye açık olup  yaşama devam etmeliyiz. Ancak, bilgi sahibi olduğumuzda, kendimizi daha iyi ifade eder, doğru kararlar alır ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürürüz. CUMA mız mübarek olsun. Hayırlı CUMA lar dilerim. Malik BİBER

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel