Değerli Dostlarım Bugün 27.01.2023 Mübarek CUMA günüdür. Savaş, kuraklık doğal afat gibi nedenlerle ürün yetişmemesi dolayısıyla doğan açlığa KITLIK denir. 

      Corona Salgını üç yıl dünyayı kasıp kavurdu. Küresel ticarette yarattığı arz zinciri bozulmasına bir de Çin ve ABD’deki geçici aksamalar ve Ukrayna  Rus savaşı  eklenince, insanlığın yeniden kıtlık ve yokluklarla karşılaşabileceği gerçeği kafalara dank etti. Küresel ısınmaya ilaveten orman yangınları, depremler, yanardağ püskürmeleri, tayfunlar, seller,  Yağmur ve kar yağmaması sonucu kuraklık aşırı sıcaklıklar ve dondurucu soğuklar savaşlar, üst üste gelince, gıda ve hammadde üretiminin hızla düşmesi kaçınılmaz oldu. Dünyada açlık sorununun giderek derinleşmesinin ve bu konudaki endişelerin artmasının en önemli iki nedeni, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak artan kuraklık ve bölgesel anlaşmazlıklardan doğan çatışmalardır. Dünyada açlıktan ençok etkilenen halkların dörtte üçü savaşların tahrip ettiği ülkelerin halklarıdır.Açlık ve yoksulluk sorunu dünyada daha yoğun olarak kırsal yörelerde gözlemlenen bir sorundur. Pandemi ile artan tedarik sorunu özellikle gıdada sıkıntı yaratırken, gelir adaletsizliğini de artırmış durumda,

    Tedarik zincirlerinde yaşanan gecikmeler ve operasyonel problemler, çip krizi, global ısınmanın etkileri ile dengesi bozulan iklim şartları ile tarımda verimliliğin düşmesi, bol likitidenin yarattığı taleple artan enflasyon ve fiyat istikrarının bozulması ile artık kıtlık ekonomisine geçiş yaptığımıza şahit olmaktayız. Açlık, insanoğlunun başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir; bundan dolayı atalarımız, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin.” duasını dillerinden düşürmemiştir. Açlığın yol açtığı sorunlar sayılamayacak kadar çoktur: Hastalıklar, ölümler, iş gücü ve üretim kaybı, verimsizlik, zihinsel gelişim sorunları, ruhsal çöküntü, suç işleme ve şiddet kullanma eğiliminin artması bunlardan bazılarıdır. Açlık sorununu çözememiş bir toplumun sosyal huzurunu sağlaması, kalkınma yolunda hızla ilerlemesi, uluslararası alanda kendi menfaatlerini gözeten politikalar izleyebilmesi mümkün değildir. O halde barış ve huzur içinde bir dünya ortaya koyabilmenin ön koşullarından biri de açlık sorununun çözülmesidir.

     Hammaddelerin, doğal ve enerji kaynaklarının artık sınırlandığı ve talebi kaldıramadığı bir döneme giriyoruz. Bu sebeple, suyumuza, doğamıza, enerji kaynaklarımıza ve tabiki insan kaynaklarımıza artık dikkat etmemiz ve yaşadığımız hayat tarzını değiştirmemiz gerekiyor. İklimsel faktörlerde göz önüne alınarak artık suyumuzu, elektriğimizi, doğal gazımızı daha dikkatli kullanmaya özen göstermeliyiz. Acilen tarıma, köylüye, çiftçiye verilen destekleri artırarak, tarımda kullanılabilir toprakları ve üretim sahalarını genişleterek ve verimliliği artırarak yaklaşan fırtınaya hazırlanmak gerekiyor. Ancak uzun vadede kıtlık çağı bizlerin olması gereken değerlere odaklanmamızı sağlayacak. Gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya kalmasını sağlayacak. Böyle bir çağda yetkinliklerini geliştirenler, eli iş tutanlar, problem çözme yeteneği olanlar ve sürdürülebilirlik üzerine çalışan bireyler değer kazanacak. Doğanın kaynaklarına duyduğumuz saygı, çekeceğimiz sıkıntılar ile daha da çok artacak. 

    Üç yaşındaki çocuğun: Cennette ekmek varmı Anne? Varsa ölelim karnımız doyar. Dediği yere dünya diyoruz. ALLAH kimseyi açlıkla sınamasın. Açlık, kılıçtan bile keskindir. CUMA mız mübarek olsun. Hayırlı CUMA lar dilerim. Malik BİBER

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel