Son zamanlarda televizyonlara izlediğimiz haberler, duyduklarımız, gördüklerimiz, sosyal medyada okuduklarımız “toplum olarak nereye gidiyoruz?” sorusunu getirdi akıllara.
Kadına şiddet, cinayetler, taciz, tehdit olayları daha dikkat çekici hale geldi. Toplumda oluşan cezalardaki yetersizlik algısı gün geçtikçe artıyor. Her akşam televizyonlarda cinayetleri konuşuyoruz. Konuşmadığımız tel şey “bu insanlar nasıl bu hale geldi?”
Herkes birilerini suçlama gayreti içinde, suçlu arama telaşında. Hiç kimse nasıl bu noktaya gelindiğini tartışmıyor. Nasıl düzeltebiliriz diye düşünmüyor. “Bu konuda benim hatam ne, ne yapabilirim?” diye akıl eden yok.
Evlerimizi ve kentlerimizi daha güzel yapalım derlen ruhlarımızı güzelleştirmeyi ihmal ettik. Kentsel dönüşüm yaparken orada yaşayan insanların ruhsal ve vicdani dönüşümünü düşünmedik. Sokaklar, evler ve şehirler huzuru sağlamaya yetmiyor. Binaların estetik ve sağlamlığından daha önemlisi orada yaşayan insan yapısı toplumsal huzur ve barıştır. Bilge Mimar Turgut Cansever “Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal ederseniz, gün gelir ihmâl ettiğiniz nesil imâr ettiğiniz şehri imha eder” diyor.
Üniversiteyi bitirmek, diploma sahibi olmak yetmiyor. İlim verirken irfan, talim verirken terbiye, öğretim verilirken eğitim eksik bırakıldı sanki. Aileyi, okulu, kişiyi suçlamak çözüm değil. Her birimiz suçlu ve sorumluyuz. Kuran’da en çok geçen kelimelerden biri “akletmiyor musunuz?”
Akledenlere selam olsun. Hayırlı Cumalar
Dr. Muzaffer Yurttaş
11.10.2024 Cuma