“Kamuoyu” sözcüğünün kökenleri antik çağlara kadar inmektedir. Antik Roma ve antik Yunan düşünürleri bu alanda önemli çalışmalar yapmış, bu günkü siyasi ve siyasal anlamını taşımasa bile benzer anlama gelebilecek deyimler kullanmışlardır. Bilhassa antik Yunan düşünürleri kamuoyunu iyi incelemiş ve onun isteklerine önem verilmesi gerektiğini vurgulamışlardır.
Buna Mısırı da ilave edebiliriz. Firavunların Piramitlerin yapımında nasıl bir kamuoyu oluşturma eğilimleri olduğunu da inceleyebiliriz.
İlkçağlarda krallar yetkilerini ve güçlerini Tanrıdan aldıklarına inanır, kamuoyunu da bu konuda fikir bombardımanına tutarlardı. Dolayıyla halkın sesi, halkın istemleri gibi kavramlar gündeme dahi gelemezdi.
Halk bir takım törenler, belli zamanlarda gerçekleştirilen ayinlerde toplanırdı.
Krallar egemenliklerinin gereği olarak hiç bir rakip tanımamışlardır. Hatta ölümsüzlüklerini ve üstünlüklerini yaptırdıkları dev heykellerle simgeleştirmişlerdi. Bu nedenle aktif bir kamuoyundan bahsetmek mümkün değildi. Antik Yunan da ilk kurulmaya başlayan Site devletlerinde azda olsa demokratikleşme eğilimleri görmek mümkün, şöyle ki Köleler ve yabancılar hariç herkes oy kullanma halkına sahip olmaya başladı ve beraberinde siyasallaşmaya başlayan bir kamuoyu yapısı oluştu.
Bu da kamu fikri oluşması açısından önemli bir adım olmuştur.
Şimdilerde baktığımızda kamuoyu o ilkçağlardan çok mu farklı?
Ben çok benzerlik görüyorum.
Ayinler yerine halk kongrelere çağrılıyor.
Mitinglere çağrılıyor.
Söz hakkı yok…
Önüne konan listelere oy ver deniyor.
Veriyor…
İlkçağlardan farkımız ne?
Siz Filozofların devlet Yöneticisi olduklarını hiç gördünüz mü?
Ben görmedim…
Siz bir yerlerde okudunuz mu?
Filozoflar bile, bilhassa Fransız devriminden sonra hep Egemenlerin yanında yer alıp onlara öneriler sunmuşlardır.
Günümüzde adları Kral olmayan liderlerle günümüzü gün ediyoruz.
Lider.
Yardımcıları.
Liderlerin il temsilcileri.
İl temsilcilerinin daimi Kent soyluları.
Bu kent soylularından başkaları değişebiliyor ama bu soylular her dönemin adamlarıdır.
Değişmez…
Partisine koşan, koşturan, çalışan yok sayılır.
Bu soylular yok sayılamaz.
Hiç bir katkıları da yok, sağ gösterip sol çakanlardandır bunlar.
Kendi partisinin aleyhinde çalışabilir ve parti adayını dahi devirebilir. Yine de o makbul adamdır.
İşte ilk çağlarda site devletleri ile aramızdaki fark.
Sizce başka bir fark var mı?