İlköğretim ve ortaöğretimde yaklaşık 15 milyon öğrencinin, eğitim öğretim dönemi 8 Haziran itibariyle sona erdi. Öğrenciler kırığı ve güzeli ile karnelerini aldılar.

Sınav sırası anne babalarda…

Öğrenciler,  karnelerindeki zayıfları kendi kişiliklerine yönelen bir tehdit, karnelerindeki yüksek notları ise kişiliklerine yönelen hoş bir duygu olarak algılarlar.

Aslında bu yanlış bir algıdır. Bu sorunu çözme, anne ve babalara düşmektedir. Dolayısıyla, karneler anne ve babalar tarafından çok abartmamalı, çocuk karne nedeni ile asla sorgulanmamalı, tehdit edilmemeli..

Kötü karne çocuğunuzun işe yaramaz- kötü olduğunu göstermez!

Kötü karneyi düzeltmek mümkündür; ancak çocuğun ruhsal dünyasında yapılabilecek bir tahribatı iyileştirmek kolay değildir.

Bu durumu çocuğun ruhunu incitmeden, ortada bir sorun var ise konuşarak düzeltmeye çalışılmalı…

Çocuklarımıza bir “yarış atı” gibi davranamayız. Onlar bizim yavrularımız. Göz aydınlığı evlatlarımızdır...

Kötü karne; kötü, beceriksiz, işe yaramaz hakaretleri çocukta yıkım oluşturabilir…

Kötü karneye sert tepki göstermek, diğer insanların yanında alay edip aşağılamak onu okuldan hatta hayattan soğutabilir.

Çocuğun ahlaklı,  güvenilir, saygılı olması, sosyal ilişkilerindeki başarısının ve sağlığının karne başarısından çok, çok daha önemlidir.

Unutulmamalı ki: karne, çocuğa verildiği gibi aynı zamanda anne – babaya da verilmektedir.  Bir karne o dönemlik ana-babalığının nasıl olduğunu da göstermektedir.

Anne ve babalar çocuklarına haçlık vererek; kitap, defter, kalem alarak okul hayatları süresince üzerindeki sorumluluktan kurtulduklarını zannetmesinler… Bu çok yanlış bir düşüncedir. Anne ve babalar şunu asla unutmamalı: Zayıf karne, zayıf anne babalığın da göstergesidir.

Aileler sabırlı ve hoşgörülü bir şekilde çocuğunu dinlemeli. Çocuğun okul başarısızlığının nedenleri çok iyi değerlendirmeli ve bu başarısızlığın ortadan kalkması için neler yapılması gerekti ona uygun ortam ve zamanda anlatılmalıdır. Çok fazla tepki göstermek kadar, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak da yanlıştır.

Her bir çocuk, tertemiz ve beyaz bir sayfa gibidir. Ellerinde kalem alan anne ve babalar, bu kağıt üzerine bir resim yaparlar, işte o resim ilgileriyle veya ilgisizlikleriyle, beceri ya da beceriksizlikleri ile ortaya çıkardıkları başarılı, başarısız, hayırlı veya hayırsız çocuklarıdır.  Allah(cc) sadece ve sadece insanlara evlat verir, onu hayırlı veya hayırsız, başarılı, başarısız yapan ailenin kendisidir.

Başarısız, ya da hayırsız olduğuna inanılan bir evlat için asıl sorumlu, anne babadır; ailedir.  

 Başarısız ya da kötü çocuk yoktur.

Evladımızın başarısızlığı öncelikle kendi başarısızlığımız olarak bilinmeli…

Selam ve dua ile…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel