Sevgili okuyucularım;
Yaşamımın temel kaynaklarından bir tanesi Spor, Atletizm,Futbol, Boks, İzcilik derken, Amatör Spor Kulüpleri Federasyon Başkanlığı, Dağcılık Federasyon Yönetim Kurul Üyeliği, Türkiye Futbol Federasyonu Amatör Kurul Üyeliği, Judo Federasyonu Yönetim Kurul Üyeliği ve Amatör Spor Kulüp Başkanlıkları yaptım. Sporun Evrenselliği, Dostluk ve Barışın simgesini taşıdığına 75 yıllık yaşamımda hep inanıyordum. Şimdi ne oldu? Düşüncelerim Erözyona uğradı! URO 2024 Elemeleri D Grubu ilk maçında deplasman da A Milli Futbol Takımımız, tarihindeki 613.cü Müsabakasına Ermenistan, İrevan’da müsabakaya çıktı.
A Milli Futbol Takımı, EURO 2024 Elemeleri D Grubu'ndaki ilk maçında deplasmanda Ermenistan'ın konuğu oldu diye basında yer alırken, Erivan'da oynanan müsabakanın başlma öncesi her iki ülkenin Milli Marşları çalmaya başladı, Ermenistan Marşının çalmasında Türk Takımı ve seçme Türk taraftarı Sayın Spor Bakanımız dahil, Türk Töresi geleneği ile saygı duruşunda bulundular. Ne zaman Türkiye Milli Marşı başlamasıyla birlikte, Ermenistan taraftarları Yunanca Terimle “NEMESS” Protesto Pankartı açarak, (Antik Yunan inancında Nemesis Adalet, intikam ve denge tanrıçası olarak anılır) neyin intikamının peşindeler, Kendi Tanrıçaları olmadığından mı? Yunan Tanrıçasını kullanıyorlar.! Yuh sesleri ile ve ıslık çalarak Protestolarını sürdürüyorlar. Anlaşılan o ki, Türkiye’den ekmek yiyenler Dürbünlerden kin ve nefret kusuyorlar. “İSTİKLAL Marşımız onurlu Atalarımızın Kanlarıyla ve Zaferleriyle yazılmıştır.” Karşılaşma başladıktan 10. Dakika sonra, Ozan Kabak'ın kendi kalesine savunma yapar iken, ters vuruşla attığı golle Ermenistan 1 – 0 öne geçiyor. Müsabakanın 34'ü gösterdiğin de Orkun Kökçü ceza sahası dışından attığı harika vuruşu gole çevirdi. Oyuna ikinci yarısında Yedek Kulübesinden giren, Kerem Aktürkoğlu müsabakanın 64.cü dakikasın da kaydettiği golle skoru 2-1 yaptı. Müsabaka saha içi zorluklarla sürdü. Her şeye rağmen, A Milli Takımımız, elemelere 3 puanla başlamış oldu. Sahi, o golü Ozan Kabak kendi kalesine atmasaydı sahada ve dışarıda neler olurdu? Grubun ikinci haftasında Türk A Millileri, Hırvatistan'ı Bursa’da ağırlayacak. Ermenistan ise deplasman da Galler ile karşılaşacak. Galler’in kendi kalesine gol atmasını beklemesin sakın Ermenistan. Yaddaş’ıma Bursa'da oynanan, Türkiye-Ermenistan milli takımları arasında oynanan, 2010 Dünya Kupası eleme grubu maçı geldi. Müsabakayı, 2 – 0 Türkiye galibiyetiyle sonuçlandırmıştı, Türkiye taraftarları Stadyuma girmek isteyence, bir grup polis tarafından, elinde Türk ve Azerbaycan bayrakları bulunanlara müdahale ederek Azerbaycan bayraklarını çöp bidonlarına atmıştı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın memnuniyetleri maç boyunca yüzlerinden okunurken, dışarıda Maçın güvenliğini 2 bin 500'ü polis olmak üzere, toplam 3 bin 500 güvenlik görevlisi tarafından sağlanmıştı.
Soru bu ya, kendi kendime sormaya başladım. “Azerbaycan Ermenistan’ın işgali altındaki topraklarını kurtarırken, Ermenistan’a karşı ordusuna ait kaç askerini görevlendirmişti” elbette bu sayıda bile değildi. Hep soru işareti oluştu kafamda zincir halkası misali; Maçın oynanacağı yer olarak Bursa'nın seçilmiş olması, maç biletlerinin davetiye usulü “uygun” kişilere dağıtılması, maça Azerbaycan ve Kıbrıs bayraklarının sokulmasının engellenmesi kime ve neye hizmet ediyordu!
Burası Bursa, bütün bunlara rağmen, Azerbaycan ve KKTC bayraklarının şehir genelinde maç öncesi ve Ermeni kafilesinin Bursa'dan ayrılmasına kadar sokaklarda, stadyum çevresine halk tarafından asılmıştı. Konvoy halindeki araçlardan korna sesleri ile, Azerbaycan ve Türkiye Bayrakları sallanıyordu. İstanbul Tophanedeki Saat Kulesi'nin Azerbaycan Bayrağı'nın renklerine boyanarak ışıklandırılması, Türk halkının bir sevdası sayılmıştı.
Dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan açılım adıyla kanka olmuşlardı, Ermenistan her sahada ve her yerde Türkiye aleyhinde çalışırken, açılım derken, şalvarımız cırılmıştı. Bu günkü Azerbaycan ve Türkiye kardeşliği acaba kimlerin yüreğini cırmaktadır.
Nereden, nereye, Azerbaycan ve Türkiye kardeşliği Tarihin derinliklerinden yeşererek gelmektedir.Nuri Paşadan başlayarak, Çanakkale’den, Kurtuluş savaşına ve Karabağa uzanan Kolların Tek bedende birleşmesi artık ayrılamaz bir vücut olmuşturmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi. “Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz. Kederi kederimiz” olmuştur.
Sağlıklı yaşayın sağlıcakla kalın.