Tüm ülkemizde olduğu gibi Manisa’mızda uzun süredir yeterli yağışların olmaması, kuraklığın giderek artması, yeraltı suyunun Gediz Havzası’nda her yıl 60cm aşağıya çekilmesi, doğal çeşme ve göllerin kuruması göz önünde bulundurulduğunda acil eylem planlamaları bir an önce yapılmalıdır.
Manisa’da akademisyen ve gönüllüler ile sivil toplum temsilcilerinden oluşan ve 1 yılı aşkın süredir her kesimi dinleyen Manisa Su Platformu olarak aşağıdaki hususların bir an önce hayata geçirilmesi için ilgili kurum ve kişilere acil eylem çağrısında bulunmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz.
1)Yeraltı sondajlarının tamamen durdurulması ve mevcut ruhsatlı veya ruhsatsız sondajlardan harcanan suların kontrol edilerek tarımsal sulamada planlamalı sulama takvimine geçilmesi. Yeraltı sondajı yapan araçlara GPRS takip sisteminin takılması ve çalışmalarının yakından incelenmesi.
2)Apartman ve dairelerde merdivenlerin yıkanmasından vazgeçilerek paspas yöntemi ile temizliklerin yapılması.Fotoselli musluklar ve tasarruflu duş başlıklarının kullanılmasının teşvik edilmesi.
3)Okullarda, camilerde, yurtlarda, toplu yaşam alanlarında kullanılan muslukların ayarlarının kısılması, bu kurumlarda bilinçlendirme ve farkındalık eğitimlerinin zaman geçirmeden verilmesi.
4)Sanayi tesislerinde kullanılan suyun tasarruflu kullanımı konusunda iş insanları ve yöneticilerin eğitimi ve bilgilendirilmesi.
5)Park ve bahçelerde çim alanlarının artışının engellenmesi, sulamaların mümkün mertebe azaltılması ve tasarruf sağlanması sağlanmalıdır. Arıtılmış içme suyunun tarımda ve sulamada kullanımının önüne geçilmelidir. Suyunu kendine uydurmaya çalışmak yerine kentini suyuna göre ayarlayan bir anlayış benimsenmelidir. Şehirlerde peyzajda çim alanları yerine kuraklığa uygun peyzaj yöntemleri hayata geçirilmelidir. Şehirlerde suyu geçirmeyen beton yığınları ile çevrenin kaplanmasına son verilmelidir.
6)Belediyelerin ve MASKi’nin şehir şebekelerindeki kayıp kaçak oranlarını azaltmak için gerekli yatırımları bir an önce hayata geçirmesi. Şehirler giderek artan kuraklığa göre suyu merkeze alan bir çalışma yapması. Şehirlere yakın bölgelere suyu toplayıcı içme suyu göletleri ve barajları yapılmalıdır.
7)Araç yıkama ve halı yıkama tesislerinde mümkün oldukça su tasarrufu sağlayacak tedbirlerin alınması.
8)Yağmur suyu depolama tesislerinin kurulması, su hasadı için park ve bahçelerde, tarlalarda sulama göletleri, doğada hayvan sulama göletleri yapımı konusunda DSI, MASKI ve kurumlar, OSB ler, Tarım ve Çevre Şehircilik Müdürlükleri işbirliği yapmalıdır. Bu sayede hem su hasadından yararlanmak, hem de yeraltı sularının beslenmesi sağlanacaktır. Yeni yapılacak tüm yapılarda sarnıç benzeri depolama tesislerinin yapımı zorunlu hale getirilmelidir.
9) Hala vahşi sulama yapılan Demirköprü ve Avşar Barajları bir an önce kapalı sulama yöntemine geçmelidir. Aşırı su kullanılan tarım ürünleri yerine bölgeye uygun tarım ürünlerinin üretim planlaması yapılmalıdır. Sulama bir mühendislik meselesidir, bu konuda çiftçiler eğitilmelidir ve ücretsiz danışmanlık hizmeti verilmelidir.
10) Gediz Nehri ve Gediz Ovası bölgemizin en önemli tarım alanı ve onun can damarı niteliğindedir. Bu potansiyele sahip çıkmalı ve korumalıyız. Gediz nehri bir an önce temizlenmeli ve kirleticilere gerekli tüm yaptırımlar uygulanmalıdır. Başta tarım, sanayi ve evsel su kullanımında hassas davranılmalı, su kullanımı konusunda tüm paydaşlar aynı duyarlılıkta olmalıdır.
Tarım ilaçlarının kullanımı her geçen gün artarken, ilaçlama yapan çiftçilerimiz zehirli ilaç kutularını çevreye bilinçsizce atmaktadırlar. Hem bu plastik atıklar çevrede yok olmazken, ayrıca zehir saçmaktadır. Bu kutuların geri dönüşümü ve depozitolu hale getirilmesi ile ilgili tüm ülke çapında projeler yapılmalıdır.
Sürdürülebilir bir çevre için atılacak adımlardan biri de su kaynaklarımızı verimli kullanmaktan, kirlenmesini önlemekten geçiyor. Gelecekte yaşanabilecek su kıtlığına karşı önlem almak artık bireyselden kurumsala hepimizin sorumluluğudur.
Başta MASKİ olmak üzere Tarım İl Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü gibi kurumlarda tüm sorunların tartışılıp çözüm önerilerinin üretileceği akademisyenlerden oluşturulacak “Bilim Kuruları” projesi hayata geçirilmelidir.
Günübirlik pansuman tedbirler yerine kalıcı ve ortak çözümlere imza atılmalıdır. Sorunların çözümü konusunda resmi kurullar yeterli değildir. STK, gönüllüler il ve havza kurullarında yer almalı ve ortak akıl harekete geçirilmelidir. Toplumsal duyarlılık konusunda STK ve gönüllülerin yapacağı çalışmalar önemlidir.
Arıtma tesisleri bulunmayan OSB lerin bir an önce modern ve günün şartlarına uygun atık su arıtma tesislerini yapmaları gerekir. Mevcut arıtma tesisleri olan OSB lerin takip ve ölçümler yakından ve dikkatlice izlenmelidir. OSB dışındaki işletmelerin bu açıdan dikkatle takibi yapılmalıdır.
Pansuman tedbirlerle bu sorunları çözemeyiz. İşimiz zor biliyoruz. Ama çözülemeyecek meseleler değildir. Toplumsal ortak aklı ve istişareyi ile başaracağımıza inanıyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Manisa Su Platformu