Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren bir göç dalgasının yaşandığını dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, bu dönemlerde gerekli hazırlıklar yapılmadığı için günümüzde sorunların yaşandığını söyledi. Türkiye’nin yapı stoğuna ilişkin DHA'ya değerlendirmelerde bulunan Bakan Özhaseki, "Geldiğimiz noktada içimiz acıyarak söylüyoruz, Türkiye’de yapı stoğu olarak sağlıksız yapılar bulunduğu gibi, kimliksiz yapılar da mevcut. Ruhsatsız, iskansız, insanların aklına estiği gibi inşa ettiği yapılar var. Bu ortam doğru bir ortam değil. TÜİK verilerine göre 26 milyon 358 bin gibi bir sayı var. 26.5 milyon civarında bağımsız birimimiz var. 9.5 milyon civarında da binalarımız var. Bunların içinde imara aykırı yapı ne kadar diye soruyoruz, bunları bilen belediye başkanımız da yok ne yazık ki. Herhalde şu anda imara aykırılık teşkil eden yapı sayısı yüzde 50’lerin üzerindedir. Siyaset kurumu bu sorunlara çözüm bulma yeridir. Bunlara gözümüzü kapatamayız" diye konuştu.
'TÜM KAPASİTEMİZLE ÇALIŞACAĞIZ'
İmar Barışı Düzenlemesi’nden yararlanacak vatandaşların durumu hakkında önemli tespitlerde bulunan Bakan Özhaseki, imara aykırı yapılar arasında hazine arazisine inşa edilen yapıların da bulunduğunu söyledi. Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:
"Önemli sorunlarından biri de vatandaş gelmiş hazine arazisi üzerine evini yapmış. İkincisi, zamanında, tapu tahsis belgeleri verildiğinde ya müracaat etmemiş, ya da zamanını kaçırmış. Ruhsatla ilgili sorunlar var. Vatandaş bildiği gibi eski usulle evini yapmış, belediyeye de hiç uğramamış. Ruhsata aykırı olan eklentiler yapanlar var. Bunları yan yana getirdiğinizde ciddi bir sorun yumağı ortaya çıkıyor. Bizim tüm kapasitemizle çalışarak bunları kayıt altına almamız, daha sonra da kentsel dönüşüm konusunda Türkiye’de ne yapılabilecekse o konularda varımızı yoğumuzu ortaya koymamız lazım. Bunları yapmazsak görevimizi tam anlamıyla yerine getirmiş olmayız.Kandilli Rasathanesi ekonomik etki analizi raporunda şöyle deniliyor: Eğer siz bir birimlik harcama yaparsanız, depremde karşınıza çıkacak 7.3 birimlik hasara mani olursunuz. Örneğin Marmara Depremi'nde 15 milyarlık bir hasar var. Zamanında 2 milyar liralık bir harcama yapılmış olsaydı, o belaların hepsine göğüs gerebilirdik. Sorunlar, imara aykırılıklar nasıl sonuçlar ortaya çıkarıyor diye baktığınızda, sosyal donatı alanlarının eksikliğinden dolayı şehirlerin yaşanmaz hale geldiğini görüyoruz. Bu durum İstanbul ve çevresinde daha belirgin hissediliyor. Arabaların park edileceği yer yok, yeşil alan yok, okul alanları sıkıntılı. Tüm bunlar karşımızda bir bela olarak duruyor. Birçok insan kamu hizmetlerinden yararlanmak konusunda kaçak hareket ediyor. Su ve elektrik gibi hizmetleri kaçak yollardan elde ediyor.”
'TERTEMİZ BİR SAYFA AÇIYORUZ'
İmar Barışı Kanunu'nun detaylarına da değinen Bakan Özhaseki, vatandaşların bu düzenlemeden yararlanmak için kendi istekleriyle gelip başvuruda bulunacağını açıkladı. Vatandaşın beyanının esas alınacağını söyleyen Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:
"Bir denetim firmasına tespit ettirmeye gerek yok. Vatandaş kendi yaptığı yerin şahıs arazisi mi yoksa hazine arazisi mi olduğunu bilir. İmara aykırı olup olmadığını da bilir. Beyan ettikten sonra altına bir tane de fotoğraf koysun, ne olduğunu bilelim. Bunu veren vatandaş konutlarda yüzde 3, işyerlerinde ise yüzde 5 oranında parayı yatırdığı takdirde, kendisine yapı kayıt belgesini verelim. Kaçaklık durumundan, kavgalı olmaktan, cezalardan kurtulsun. Kat irtifakına geçmek isterse, iki misli bedel verdiği takdirde geçebilecek. Yıkım kararı, para cezası varsa bunlar da düşecek. Hazine üzerinde oturanlar için yapı kayıt belgesi almak esas. Müracaat ederek buranın satışını isteyebilir. Bakanlık vasıtasıyla oturduğu yer kendisine satılacak. Daha önceden Bakanlık, belediyelere devrediyor, belediye de bu alanların satışını gerçekleştiriyordu. Şimdi bu formaliteler kalkıyor, vatandaş rayiç bedel üzerinden tapuyu alabiliyor. Bu düzenlemenin imar affından farklı olan bir tarafı var. En önemli tarafı, halihazırdaki durumu biz tespit ediyoruz sadece. Bu eline geçince vatandaş, ruhsat almış gibi gidip imarda ne varsa onu yapamayacak. Ya da yıkıp aynısını yeniden inşa edemeyecek. Eğer binayı yıkıp yeniden yapmak istiyorsa, belediyeye müracaat edecek, halihazırdaki mevzuat neyse ona uygun yapacak. Belediyeden ruhsat alarak ona göre işlem yapabilecek. Burada tertemiz bir sayfa açıyoruz. Bundan sonra aynı şekilde devam edenlerle ilgili Yargıtay Genel Kurulu’nun aldığı, hapis cezalarının ertelenemeyeceği gibi bir karar var. Burada sorumluluğu olan herkes direkt olarak hapis cezası alacak. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri olarak da bunu takip edeceğiz. Bundan sonra hiç kimse aynı şekilde devam edemez. Bu milli bir servet. Her isteyen üzerine istediği yapıyı inşa edemez.”
'MÜRAACATLAR NASIL YAPILACAK?
Bakan Özhaseki, yapı kayıt belgesine başvuruların 8 Haziran'da başlayacağını söyledi. Vatandaşların kendi rızasıyla müracaatı ve kendi beyanının esas alınacağını kaydeden Bakan Özhaseki, "Müracaatlar e-devlet sistemi üzerinden veya bakanlığın yetkilendireceği kuruluşlara başvurularak yapılacak. Başvuruları vatandaşlar e-devlet sistemi üzerinden takip edilecek. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri Cuma gününden itibaren vatandaşların hem başvurularını kabul edecek, hem de bilgi ve destekte bulunacak. Başvurular 8 Haziran Cuma gününden başlayıp, 31 Ekim 2018'e kadar devam edecek'' şeklinde konuştu
YAPI KAYIT BELGESİ BEDELİ NASIL HESAPLANACAK?
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, yapı kayıt belgesi bedeliyle ilgili olarak da, ''Yapı kayıt belgesi başvuru bedeli, arsa emlak değeri ile yapı yaklaşık maliyeti toplamı üzerinden konutlarda yüzde 3, ticari kullanımlarda ise yüzde 5 olarak hesaplanarak tahsil edilecek. Yapı kayıt belgesinden elde edilen gelirler, deprem ve afet risklerine hazırlık kapsamında ve kentsel dönüşümdeki çalışmalarda kullanılmak üzere bütçeye gelir olarak kaydedilecek. Bu kapsamda, kentsel dönüşüm çalışması yürüten belediyelere yüzde yüz yerli inşaat malzemelerini tercih etmeleri halinde sıfır faizli kredi imkanı da sağlanacak'' diye konuştu.