23 Yıl önce 11 Temmuz 1995’de,  Avrupa'nın göbeğinde bir insanlık vahşeti, bir soykırım yaşandı.

Bosna-Hersek'in Srebrenitsa şehrinde ÇOĞU ÇOCUK 8 BİN den fazla silahsız Müslüman 2 gecede 3 nesil bir arada yok edildi…

Çünkü onlar; Osmanlı Milletinin Son Temsilcileri, Müslüman’dı…

Katliamın hazırlıkları aylar önceden yapılmıştı. Sırbistan'dan iş makinaları, dozerler, grayderler bile getirilmişti. Öldürecekleri o masum insanların cansız bedenlerini yok etmek için…

Bölgeye gazetecilerin girmelerine izin verilmedi. Katliam günü geldiğinde, Bosnalı Sırpların askeri lideri Katil Ratko Mladiç, amatör bir kameraya: "Bugün 11 Temmuz 1995. Tam da Sırp kutsal günün arefesinde Srebrenitsa kasabasını Sırp milletine hediye ediyoruz. Türklere (Sırplar Müslüman yerine Türk kelimesini kullanırlar) karşı olan isyanın anısına Türklerden intikam alma zamanı gelmiştir" diyerek, kana susamış vampir gibi kinini ortayakoyuyordu… Ve 2 gecede 3 nesil yok…

Srebrenica katliamı, Avrupa ve dünyanın utanması gereken korkunç bir felaket.. BM adına barış gücü olarak o gün Srebrenica'da görev yapan Hollandalı askeri birlikler, soykırıma hiç müdahale etmediler. Gözlerinin önünde binlerce Müslüman Boşnak katledildi. Avrupa ve tüm dünya,  bu katliama sessiz kaldı…

Bütün bu yaşananları ne Bosna halkı, ne Türk halkı ne de tüm dünya unutabilir.

Tarihin en acımasız savaşlarından birisi Bosna'da yaşandı.

Acının resmi yapılsa ortaya Srebrenitsa çıkardı. 

Silahsız insanların üzerine günlerce bomba yağdırıldı.

Kadınlar, yaşlılar, çocuklar acımasızca katledildi.

Bosnalı Müslümanlar, direndi ve kazandı.

Boşnaklar, Avrupa'nın göbeğinde ikinci bir Endülüs vakasının yaşanmasına izin vermeyerek, tarihi bir destan yazdı…

Katliamın 16 yıl törenlerine katılan o günün Başbakan Yardımcısı Sn. Bülent Arınç, törendeki duygularını Twitter hesabından şöyle aktarmıştı: "Bugün Srebrenitsa'dayim. On bine yakın Müslüman Boşnak'ın haince katledildiği, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı şehirdeyim. Birazdan soykırıma uğrayan masumların anısına düzenlenecek törenlere ülkemi temsilen katılacağım. Katliamın üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen Srebrenitsa hala mahzun ve gözü yaşlı bir anne gibi. Sanki dünyanın her yerinden binlerce anne bugün koşup bu hüzünlü şehire gelmiş gibi. Kimileri mezar taşlarının başında dualar okuyor, kimileri bir mezar taşı bile olmayan yavruları eşleri ve kardeşleri için gözyaşı döküyor.

16 yıl önce büyük bir yara alan insanlık onurumuzu birazcık olsun onarmak için, buradaki şehitlerin aziz hatıraları için ve bir daha asla soykırımlar yaşanmaması için Srebrenitsa'dayız ve Srebrenitsa'yı asla ve asla unutmayacağız, unutturmayacağız." Sn. Arınç böyle özetlemişti…

O tarihte BM bünyesinde Hollanda askerlerinin tercümanlığını yapan “Bosna’lı Hasan Nuhonviç”, soykırımı hıçkırıklarla bakın nasıl anlattı.

“BM bünyesinde Hollanda askerlerinin tercümanlığını yapıyordum. O gün kampta bulunan mültecilerin tamamının Sırp birliklerine teslim edilmesi istendi. Ben buna karşı çıktım. Kampta bulunan mültecilerin Sırplara teslim edilmesi halinde öldürüleceklerini kampın sorumlusu komutana söyledim. Beni hiç kale almadı…

Ailem de kampta idi. Ailemin kampta kalmasını sağlamak istedim, ancak bunda da başarılı olamadım. Kampı kuşatan Sırplar içeriye sığınan Boşnak mültecilerin kendilerine teslimini ısrarla istiyorlardı.  Hollandalı komutan kendi personelinin listesini hazırladı. Listedekiler kalacak, diğerleri Sırplara teslim edilecekti.

Olayın en acı yanı olarak, kararı mültecilere açıklama görevi bana verilmişti. Mültecilere, sizi teslim edecekler deyince mültecilerden feryatlar yükseldi. O feryatları hayatımın hiçbir döneminde unutamadım.

Bunun üzerine kardeşimi kurtarmak için bir formül aradım. Kamp komutanına verdiğim kalacaklar listesine o zaman 19 yaşında olan kardeşim Muhammed'i de ekledim. Listeyi inceleyen Hollandalı komutan bu ismi bana sordu. Yeni alınan temizlikçi dedim. İki hafta önce alınmıştı, ama Sırp kuşatması nedeniyle işe giriş formaliteleri tamamlanamadı şeklinde sözlerimi sürdürdüm. Ancak, komutan, “böyle birisi bizde çalışmıyor” diyerek, listeden kardeşimin adını sildi. Bu kardeşimin ölümü anlamına geliyordu.

Annem, babam ve kardeşimi tercümanlığını yaptığım Hollandalı komutanlara yalvarmama rağmen kurtaramadım… Ne acı değil mi?

Bunun üzerine kamptan ayrılmaya karar vermiştim. Babam ve kardeşim, ''Sen kalmalısın ve bu yaşananları tüm dünyaya anlatmalısın'' sözleri üzerine kampta kaldım. 

Annemin bir otobüse bindirilerek bilinmeyen yere götürüldüğünü, babamın ve kardeşimin ise kampa yakın bir yerde öldürüldüğünü öğrendim.

Bu insanlara hiçbir şey yapmayacağını söyleyen Sırplar, 8 binden fazla genç ve yetişkin erkeği katletti…

Kampa sığınan mültecilerin o katillere teslim edilirken bana olan bakışlarını, çığlıklarını unutamıyorum. Annemi, babamı, kardeşimi ölüme yolcu ettiğim anı unutamıyorum…” Bosnalı Hasan’ın şahit olduklarının özetinin özeti bu…

11 Temmuz günü Srebrenitsa'da o acılar tekrar tazelenecek…

''Beyaz zambaklar'' gibi dizilen başı belli, ancak sonu adeta görülmeyen Potoçari mezarlığı…

Toplanan kalabalıklar…

Potaçari Mezarlığı'nda zaman yine duracak…

İnsanlar sesleri kısılana kadar Kur'an-ı Kerim okuyacak…

Duada gözyaşları kurumayacak…

Gökyüzü ağlayacak...

Srebrenitsa annelerinin acısı bizim acımız kalacak…

Bosnalı Müslümanların ayağına diken batsa bizim canımız acıyacak…

Boşnaklar çocuklarını kin ve nefretle büyütmeyecek…

Ama kendilerine yapılanları da asla unutmayacak…

“Soykırımı unutmayın, çünkü unutulan soykırım tekrarlanır”! Diyor bilge Kral Aliya İzzetbegoviç.

Srebrenitsa katliamına seyirci kalan Ey katil batı, ey zalim devletler: “Zalimler Yenileceksiniz Cehenneme sürüleceksiniz"…

“Srebrenitsa Katliamının 23. Yılında, Bosnalı kardeşlerimizin acısını paylaşıyorum. Bu katliamı unutmadık unutturmayacağız. Bundan sonra bir daha dünyanın hiçbir yerinde böyle olaylar yaşanmaz İnşallah.

Bu katliamda hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet, şehitlerin yakınlarına ve Bosna halkına sabır diliyorum.

Selam ve dua

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel