Sevgili Okuyucularım;
Kuruluş amaçlarına ters düşen bazı kuruluşlar “Bir anlık değil, her an suskun” kalabiliyorlar.
Avrupa Parlamentosu ve Uluslar arası kuruluşların göz yumduğu, Azerbaycan topraklarının % 24’ünü işgal altında tutan Ermenistan’da Gazeteci Mhera Yeghazaryan "Nubaraşen” hapishanesinde 52 gün açlık grevi yaptıktan sonra, insanlık onuruna yakışmayan bir konumda 26 OCAK 2019 tarihinde vefat ediyor.
Ölüm orucu sonunda hayatını kaybeden Mhera Yeqiazaryan hem haber muhabirliği, ( Jurnalist ) hem de "haynews.am” haber ajansında başkanlık yapmıştır.
Məhz Yeqiazaryan siyasi düşüncelerinden dolayı Hapse atılarak, Para karşılığı yani kefalet sistemi ile serbest bırakılması talebi de kabul edilmeyince son kararını vererek “Açlık Grevine” gidiyor. Sağlık ve Tıbbi hiçbir yardım yapılmadığı gibi ceza evinde rencide edici bir şekil kaderine terk edilerek, müdahale yapılmadan, sürdürdüğü Yaşam mücadelesini 52 Gün sürdükten sonra feci bir şekilde, hayatını kaybettiği öğrenilmiştir.
AGIT PA demokrasi ve İnsan Hakları Komitesi Başkanı Margareta Helen Keiner, Erivan hapishanesinde açlık grevi yapan bir siyasi mahkum olan Mhera Yeghazaryan 'ın ölümü ile ilgili olarak Ermeni makamlarına bir mektup gönderdiği resmi Twitter hesabı ile anlaşılıyor.
Twitter hesabında belirttiği üzre: AGIT PA. Bilgilere göre, mektubunda Agıt PA Komitesi Başkanı, Margareta Helen Keiner, Mhera Yeghazaryan 'ın açlık grevi sonucunda hapishanede ölümü üzerine duyduğu endişeyi ifade ettiği ve resmi Erivan 'ı olayı araştırmaya talep ettiği belirtilmiştir..
Ayrıca Azerbaycan’ın Agıt PA Başkan Yardımcısı Azay Guliyev 'in olayın arifesinde, uluslararası kuruluşların Erivan hapishanesinde siyasi bir mahkumun ölümüne karşı kabul edilemez bir tutum sergilemesinin yanı. Bugün Agıt PA, bu olayla ilgili tavrını ifade etti ve Erivan 'ın siyasi mahkumun ölümü hakkında resmi açıklamaları yapmalarını talep etti.
Suskun kalan Avrupa Parlamentosunun ve diğer Uluslararası kurumlarının işgalci, İnsan hak ve hukuklarına saygı duymayan, Demokrasi yapısını mevcudiyetini görülmediği Tarihsel bir süreçten gelen, mezalim ve zulumü kendileri tarafından yapılmasına rağmen, mazlum insanlara ve devletlere isnat etmesi genetik yapısallıklarının Ermenistan hükumetinin göstergesi olmaktadır.
Bu gün Ermenistan’ı karakterize eden esas göstergelerden biri demokrasinin boğulması, baskıcı hakimiyet iradesine karşı çıkanların korku hakimiyeti ile Basını ve Basın mensuplarını sindirmesidir. Bu doğrultuda, İnsan haklarının ihlalleri ve Basının susturularak ölüme mahkum edilmesi, hapishanelere atılanların sayısının gittikçe artması endişe verici boyutunu da aşmaktadır.
Artık bu hadiselerin boyutu incelendiğinde,, 2008-ci yılda, Anayasa kuruluşunu devirme girişimi münasebeti ile ilgili olarak bu günkü Devlet Başkanı Robert Koçaryan mahkum olduğunda kendisini, kendi deyimi ile “siyasi mahkum” olarak nitelendirirken feryat ediyordu. Nereden nereye! Bu gün ise, Ülkesindeki Gazetecilerinin düzmece senaryolar ile, mahkum edilmelerinin zevkini yaşamaktadır.
Azerbaycan dilinde “ YADDAŞI OLMAYAN DÜNYAYA” Tarihsel arşivi olmayan bu Dünyaya ne diyelim…
Demokrasinin mevcut olduğu bir dünyada Gazetecilerin Ceza evlerinde ölmeyeceği bir dünyanın arzusu ile,
Sağlıklı yaşayın sağlıcakla kalın.