Değerli Dostlarım Bugün 20.12.2024 Mübarek CUMA günüdür. Doğruyu söylemeye ve yalandan kaçınmaya DÜRÜSTLÜK denir.
Dürüstlük, hayatın mânâsını anlamaya yardımcı olan ahlâkî bir fazilettir; Dürüstlük, kişiyi toplum içinde itibarlı, kendi içinde tutarlı ve mutlu kılar.Dinimiz dürüstlüğe büyük önem vermektedir. Dürüst kişiler, her zaman alnı açık, itibarlı, mutlu ve başarılıdırlar. Hayatlarında bir düzen ve disiplin vardır. İçi dışı birdir, kimseden çekinecek, sakınacak bir durumları yoktur.Dürüstlük bir zevktir. Ancak bu zevki tadabilmek için birtakım fedakârlıklar gerekir. Sözgelişi, alış verişde doğrudan ayrılmamak, yalan söylememek, sözünde durmak, disiplinli olmak kolay değildir. Ancak bu zorluğu yenerek fedakârlıklara katlanmak, dürüstlüğü başarabilmek, sizin için milyonlar ve milyarlarca paranın sağlayamayacağı bir mutluluk ve iç huzurunu sağlayacaktır. Dürüstlük tabiîdir, sahtekârlık ve hilekârlık ise tabiatımıza aykırıdır. Çünkü, dürüstlük hayatın tabiî akışına uygundur, kişiyi sağlam adımlarla mutluluğa doğru götürür; Dürüstlük, mânevî bir zenginliktir.Bugün toplumumuzda dürüstlük zaafa uğramış, bu sebeple sosyal hayatı bir güvensizlik duygusu sarmıştır. Sözgelişi, "Ticaretle uğraşıyorsan yalan söylemeğe mecbursun, çünkü yalan söylemezsen kazanamazsın" diyorlar. Böyle düşünenler her halde herkesi kendileri gibi zannediyorlar. Buna göre de sanki kendilerine mazeret arıyorlar. Kısa vadede böyle düşünenler haklı gibi görünebilirler, ama uzun vadede daima dürüstler haklı çıkacaktır. Çünkü, dürüstlükten ayrılmadan da hayatta bir yerlere varmak mümkündür ve bu bir fazilet mücadelesidir. Neticesi mutlaka maddî ve mânevî bakımdan büyük bir kazanç olacaktır.
Günlerden bir gün bir köyde yaşayan iki arkadaş varmış. Bunların ismi Ömer ile Kadir'miş. İkisi de aynı sınıfa gidiyorlarmış ve bunlar çok iyi arkadaşlarmış. Ömer Kadir 'den daha çalışkanmış. Bir gün öğretmenleri sınıfa zor bir ödev verir ve bu ödevi hafta sonu araştırıp yapmalarını ister. Hafta sonu olduğunda Ömer hiç dışarı dahi çıkmamış ve çok güzel bir ödev hazırlamış aksine Kadir ise hiç eve girmemiş ödevine hiç bakmamıştır. Tüm gününü dışarıda oyun oynayarak geçirmiştir. Pazartesi geldiğinde Ömer ve Kadir okula giderler. İlk ders bitip de Türkçe dersine geçileceği zaman ki teneffüste Ömet ve sınıf arkadaşları dışarı çıkmış Kadir ise onlar dışarı çıktıktan sonra Ömer'in ödevini alıp kendi çantasına koymuş. Zil çalıp içeri girdiklerinde öğretmen ödevleri çıkarmalarını ister. Herkes ödevini çıkarır Ömer ise ödevini bulamaz. Öğretmene söyler. Öğretmense Ömer'in zaten sorumluluk sahibi bir öğrenci olduğunu bildiğinden ödevini bulduğunda getir der. Ders sırasında Ömer'in silgisi düşer ve Kadir'in oraya gider. Ömer kendi yazısını tanır ve Kadir'in sırasında ki ödevin kendi ödevi olduğunu söyler. Kadir bu durum karşısında utanır ve Ömer den özür diler. Ömer 'de Kadir' sen benim emeğimi çaldın fakat sonrasında yalan söylemeyip dürüst davrandın,inkar etmedin der. Dürüstlükten hiçbir zaman zarar gelmez der ve onu affedip barışırlar. Kadir ise bundan sonra hiçbir zaman yalan söylemez ve kimsenin emeğini çalmaz
İnsanın yalnızca gerçeğin ne olduğunu bilmesi yeterli değildir; doğruyu istemesi ve yapması da gerekir. Dürüstlük en iyi dostumuz bedenindeki ruha verilen hükümdarlıktır. Taviz verirsen kendi hükümdarlığında köle olursun. Dürüst olmaktan korkma... Kaybedeceğin en fazla yanlış insanlar olur. CUMA mız Mübarek olsun.Hayırlı CUMA lar dilerim. Malik BİBER