Dün akşam gözler, Habertürk'te yayınlanan Teke Tek proğramına çevrildi. Çünkü konuk, AK Parti'den istifa eden eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan'dı. Uzun süredir yeni parti çalışmalarını medyadan uzak bir şekilde sürdürmesi ve ilk defa bir tv programında açıklamalarda bulunması ülkede bir anda merak uyandırdı. Altaylı'nın dediğine göre binlerce mail gelmiş ve Ali Babacan'ın kurduğu sitenin yoğunluktan çöktüğünü belirtmişti.
Programı izleme fırsatım olmadı. Ancak bu yazıyı kaleme almadan önce sakin kafayla sonuna kadar izleyip notlar alma imkanım doğdu. Buradan sizlere tarafsız bir gözle baktığımda yeni kurulacak partinin liderinin ve çalışmalarının ne kadar şeffaf ve gerçekçi olduğundan bahsedeceğim.
Öncelikle Babacan'ın konuşması ve tavrı ülkemizde pek alışık olmadığımız tarzda ve usluptaydı. Kibar, soğukkanlı, kendinden emin, ne söylediğini bilen biri vardı karşımızda. Hemen hemen sorulan bütün sorulara içtenlikle ve net bir şekilde cevap verdi. Zaten Babacan'ın 18 yıldır siyasette çok sevilmesinin ardında sıcak, samimi ve babacan bir tavrı olmasıydı. Kimseyle kavga etmediği gibi hiçbir etnik kökenli ayrıştırmaya da girmedi. Hiçbir yolsuzluk ve hırsızlıkla adı anılmadı.
Şimdiye kadar yazdıklarım Babacan'ın şahsi görüş ve davranışlarıydı. Asıl mesele, ülkeyi daha ileriye götürecek, muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak, demokratik ve huhuk devleti olma yolunda vizyonunun neler olduğuydu.
Ülkemizin temel problemleri olan konularda hem sorunu hem cevabının ne olduğunu anlattı Babacan.
İşte Babacan'ın bazı kritik ve can alıcı sorulara verdiği yanıtlar.
1- Ülkenin şu anki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
'Ülke karanlık bir tünele girdi'
Ülkenin karanlık bir tünele girdiğini belirten Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinin partiden ayrılmasını istemediğini de açıkladı. Babacan daha önce atacakları bir ayrılık adımının mevcut düzeni olumsuz etkileyeceği korkusuyla bundan kaçındıklarını ifade etti.
2- Abdullah Gül kurulacak partinin neresinde?
Gül’ün aktif siyaseti bıraktığını hatırlatan Babacan, Gül’ün kendi çalışmalarına katkı sağladığını belirtti ve eski cumhurbaşkanından destek aldıklarını doğruladı. Ve Abdullah Gül'ün kurulacak partide görev almayacağını belitti.
3- İfade özgürlüğü ülkemizde nasıl olacak?
Türkiye’de ifade özgürlüğü sorunu olduğunu belirten Babacan, hedeflerinin önce insan olduğunu söyledi. Gençlerin sosyal medyada mesaj paylaşmaktan bile çekindiğini ifade eden Babacan, fırsat eşitliğini getireceklerini söyledi.
4- Parlamenter sistem mi? Başkanlık mı?
Parlamenter bir sisteme geri dönmek istediklerini belirten Ali Babacan, denge ve kontrol sisteminin sağlandığı bir parlamentonun oluşturulması gerektiğini söyledi.
Babacan'ın verdiği yanıtlar bu şekilde. Tabi daha onlarca soru var ama ben en can alıcı konuları yazdım.
Emin olun son günlerde kirlenen ve dedikodu üzerine yapılan siyesetten o kadar bıktı ki milletimiz, dün akşam ilk defa aklı başında, kibar, vizyon sahibi, zeki ve başarılı bir adamı dinledi.
Son günlerin kabak tadı veren hükümet ve muhalefetin saraya giden CHP'li kimdi. Aracın plakası neydi. Kaçta gitti. Gibi saçma konularla gündem oluşmuş ve ülkenin sanki başka hiçbir sorunu yokmuş gibi tartışılmıştı.
ÖKÜZ ALTINDA BUZAĞI ARAMAYALIM
Bu arada Babacan'ın tv'de konuşmasından hemen sonra bazı çevreler boş durmadı tabi. Özellikle basının büyük bölümü, o kadar önemli konular konuşulmasına karşın, söyledikleri sadece Altay'lının "Sizde lider havası görmüyorum" demesine takılmalarıydı.
Neden mi? Babacan zaten lider olduğunu ve bu partiyi kendisin kurduğunu söylemedi. Hatta bu yakıştırmayı da uygun görmediğini söyledi. Ama bazı çevreler, Altaylı'nın bu sözlerini "Senden lider olmaz" sende organizatör havası var olarak algılamasıydı.
Hiçbir partiyle bağlatımın olmadığını çoğu okuyucularım bilir. Burada kimseyi yermek ya da göklere çıkarmak hevesinde değilim. Ülkem adına, insanımız adına, geleceğimiz adına çorbaya bir kaşık tuz katan herkesin yanında olurum. Vatan için, bayrak için, toprak için her kim bu uğurda bir adım atar ve de söylediklerinde ve icraatlarında bunu başarırsa ona omuz vermek bizim de boynumuzun borcu olsun.
Bizim davamız karanlıklardan çıkmış, ferah, gelecek kaygısı çekmeyen, daha müreffeh, aydın, çağdaş, demokratik, hukuku üstün gören, refah seviyesi yüksek muasır medeniyeti yakalamış bir TÜRKİYE hayalini gerçekleştirmektir.
Saygılar