AH ŞU DAVA ADAMLARI
Dava adamı dedin mi, orda dur. Onlar dava adamıdırlar davaları için canlarını verirler. Öyle ki varlarını yoklarını hatta canlarını bile davaları uğruna seve seve verirler.
Sadakat yemini etmişçesine görevlerini seve seve yaparlar.
Cesaret abidesidirler…
Ölümüne, sözlerinin eridirler…
Aldıkları görevleri tarafsız, dürüst, vakur, bir şekilde yaparlar…
Menfaat gözetmezler…
Onlar dava adamıdırlar…
Sinsi davranmaz açık davranırlar…
Hulasa adam gibi görüntü verirler…
İnandırıcı hareketlerle…
Kitleleri bile peşlerinde koştururlar…
Kendilerine verilen görevler, onlara yetmez.
Çocuklarına, akrabalarına da görev isterler…
Dava adamıdırlar ya...
Çok çalışmaları gerekir…
Menfaat odaklarına savaş açarlar…
Kendi güvendikleri yakınlarından başkasına asla güvenmezler…
Dedik ya dava adamıdırlar…
Koltuklarına yapışır, günü geldiğinde daha yüksek koltuk isterler.
Vermezseniz dava zedelenir, başlarını hafifçe çevirirler…
En yüksek makamları isterler bu arada çocukları da dava adamıdır, onlara da görev alırlar…
Yetmez…
Dürüstlük dedin mi ilk akla onlar gelirler.
İhalelerde kimseyi kollamazlar, nefret ederler bu sözcükleri kimseye kullandırmazlar…
Arada bir yakınlarına ufak tefek işler verirler…
E, İZİN VERİN DE O KADAR OLSUN…
Sakın onların koltuklarını sarsmayın…
Sarstığınız an davaları biter…
Saldırganlaşırlar…
Artık dava adamı değil, cephe adamıdırlar…
Geçmiş hiç önemli değildir, dava adamları için…
En büyük görevleri yapsalar da…
Hayatlarında hayal edemeyeceği görevlere gelseler de
Görev bitti mi, dava da bitti…
Mahalle bakkalı bile tanımazken, dünyaya tanıttırsanız bile…
Dava adamlarının görevine son veremezsiniz…
Aman dikkat!
Dava tersine döner, geçmiş unutulur. Kafalar ters tarafa döner.
Davadan dönerler…
Karşı davaya geçerler…
Bu ülkenin başına gelenler hep bu dava adamlarından geldi…
Batsın sizin dava adamlığınız…